Connect with us

Genel

Yerli redüktör devi yurt dışında da büyüyor : 6 ülkeye daha montaj merkezi açacak

Yayın Tarihi

on

Artan üretim kapasitesini 2021 yılında hayata geçirdiği; yeni makine, işleme merkezi, ikinci bir test odasının çalışmaları ve ölçüm laboratuvarını güçlendirme yatırımlarıyla destekleyen redüktör devi İ-Mak, yurt dışındaki büyümesini hızlandırdı. 5 yıllık stratejileri kapsamında küresel ölçekte büyümeye odaklanan İ-Mak, halihazırda 4 ülkede var olan montaj fabrikalarını 10 ülkeye çıkarmayı hedefliyor. Sabit bir şekilde 50 ülkeye ihracat gerçekleştiren İ-Mak Redüktör, 2021 yılında satışlarındaki ihracat payını %40’a çıkardı. Firmanın 2022 hedefi %50 ihracat.

1.000.000’dan fazla ürün çeşitliliğiyle küresel ölçekte piyasadaki en geniş ürün yelpazesine sahip İ-Mak Redüktör, güçlü bayi ağıyla dünyanın pek çok bölgesinden çok farklı sektörlere ürün satışı gerçekleştiriyor. Ürünlerinin esnekliğiyle; Hindistan, Kenya, Tanzanya gibi ülkelerdeki çay üreticilerinden Polonya’daki tuz madenlerine, Güney Afrika’daki altın ve elmas madenlerinden Güney Amerika’daki bakır madenlerine ve hatta Amerika’daki petrol rafineleri kadar pek çok sektörde ve dünyanın hemen hemen her yerinde yer alan İ-Mak, bu yıl içerisinde enerji sektörüne de girmeye hazırlanıyor. Her yıl ürün yelpazesini daha da geliştirerek piyasa yeni çözümler sunan firma, özellikle rüzgar enerjisinde yeni yatırımlar gerçekleştiriyor. İ-Mak Redüktör Genel Müdür Yardımcısı Salim Haffar ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, redüktör devi firmanın faaliyetleri ve hayata geçirdikleri birçok yatırımın detaylarını sizlerle paylaşıyoruz.

Tecrübesi yarım asra dayanan İ-Mak’ın faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

1.000.000’dan fazla ürün çeşitliliğine sahip İ-Mak Redüktör olarak, 2023 yılında kuruluşumuzun 50. yılına gireceğiz. Firmamızın 1973 yılından beri sürekli gelişen vizyonu, toplam kalite anlayışından taviz vermeksizin sürdürdüğü faaliyetleriyle ulaştığımız bu konumu, daha da güçlendirmek istiyoruz.

Küresel ölçekte piyasadaki en geniş ürün yelpazelerinden birine sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu ürünleri tamamen kendi fabrikalarımızda ürettiğimiz için ürün geliştirme ve modifikasyon konusunda çok büyük avantaja sahibiz ve piyasaya ciddi bir esneklik sunuyoruz. İ-Mak olarak Ar-Ge departmanımızla var olan ürünlerimizi sürekli olarak geliştirmeye çalışıyoruz. Geçen yıl pazara 3 yeni gövde seçeneği sunduk, bu yıl 4 tane yeni gövde seçeneği sunmayı planlıyoruz.

Ar-Ge çalışmalarımızla sadece yeni ürünler değil, İ-Mak kalitesinin sürekliliğini de sağlıyoruz. 

50’den fazla ülkeye ihracat yapan yerli bir marka olarak bugüne kadar yaptığımız satışları artırmak, yurt dışında faaliyet yürüttüğümüz ülkelerdeki konumumuzu daha da güçlendirmek istiyoruz. Bunun için yurt dışında marka bilinirliğimizi artırmak için çalışıyoruz. Yurt dışı müşterilerimizle yakın temasta olmak için distribütörlerimize çok ciddi eğitimler veriyoruz. Bu eğitimleri sektördeki kalite standartlarını artırmak adına kurmuş olduğumuz İ-Mak Akademi kapsamında veriyoruz. Eğitimlerimizde distribütör ve müşterilerimize ürün, sektör, teknik detay gibi eğitimler sağlıyoruz. Eğitimlerle ürünler ve uygulama alanları hakkında geniş bilgiye sahip olan distribütörler; kendi kültürel farklılıklarını kullanarak müşteriye en iyi çözümleri sunmaya devam ediyor. 

Şu an yurt dışında 50 farklı ülkede distribütörümüz; Güney Amerika, İspanya, Rusya, Güney Afrika gibi 4 farklı merkez ülkede de montaj fabrikalarımız var. Bu partnerlerimizin her biriyle farklı stratejiler belirliyor ve bu doğrultuda çalışıyoruz. İ-Mak kalitesini her yerde aynı seviyede tutmak için bayilere gönderilen eğitimcilerimizle oradaki çalışanlara da eğitimler veriyoruz. 

İ-Mak olarak pandemi etkilerinin sürdüğü 2021 yılını nasıl geçirdiniz?

2021 yılında yaşanan çok zor şartlara rağmen iyi bir yılı geride bıraktık. Gücümüzün 49 yıllık köklü temellere dayanması zorlu şartlardan etkilenmememizi sağladı. Yıllara göre stratejilerimizi çok önceden planladığımız ve buna göre hareket ettiğimiz için önümüzü rahat bir şekilde görebiliyoruz. İ-Mak olarak, piyasada var olan genel stres ve risklere rağmen yatırımlarımıza, çalışmalarımıza ve büyümemize devam ettik. 2021 yılında satışlarımızın içindeki ihracat payını %40’a çıkardık. 2022’de de bu rakamı %50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızla çeşitli gruplarda yeni ürünler piyasaya sunduk. 

2021 yılında hayata geçirdiğiniz yatırımlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Firma olarak 2021 yılında çok ciddi yatırımlar gerçekleştirdik. Artan üretim kapasitemizi desteklemek için var olan ölçüm laboratuvarımızı güçlendirdik ve yeni bir Klingelnberg ölçme cihazı aldık. Bunun yanında üretim hattımızı Liebherr marka dişli açma ve taşlama tezgahı ile güçlendirdik. Artan iş hacmimizi yeni işleme merkezleri devreye alarak güçlendirdiğimiz 2021 yılında, firma bünyesinde 2. bir test odasının çalışmalarına başladık.

Birçok yatırım yapan İ-Mak’ın gelecek hedeflerinden bahsedebilir misiniz? Uluslararası stratejiniz nedir? 

İ-Mak Redüktör olarak gelecek için 5 yıllık stratejiler belirliyoruz. 5 sene içerisinde 4 ülkede var olan montaj fabrikalarımızın sayısını da 10 ülkeye çıkarmayı hedefliyoruz. Firma olarak sabit bir şekilde 50 ülkeye satış gerçekleştiriyoruz. Bizim müşterilerimizi sadece Avrupa ya da Orta Doğu gibi bölgesel değil, tüm dünyayı kapsayacak çeşitli pazarlar oluşturuyor. Bizim şu an ilk 10 müşterimizi Avrupa, Güney Amerika, Afrika, Amerika, Hindistan gibi çok çeşitli pazarlar oluşturuyor. Şu an ana hedeflerimiz arasında Güney Amerika yer alıyor. Bu konuda çeşitli çalışmalara başladık. Kolombiya, Peru, Ekvator, Şili gibi ülkelerde bayi anlaşmaları yaparak ilk siparişleri gönderdik. Hızlı büyümemizi genişlettiğimiz pazarlar ile destekliyoruz. 2022 yılında Güney Amerika’da bulunan bu 4 ülkeden birinde montaj fabrikası açacağız. 

2022 yılı özelindeki hedefleriniz neler?

İ-Mak olarak 2022 yılında pandemiyle birlikte herkes için zorlaşan saha çalışmalarını son sürat hızlandırarak, uluslararası temaslarımızı güçlendireceğiz. 2021’de pandemi olmasına rağmen farklı farklı ülkelerden 10 tane fuara katılmıştık; 2022 yılında bu sayıyı 20’ye çıkararak saha çalışmalarımızı artıracağız. 

Satışlarımızın içindeki %40 olan ihracat payını bu yıl %50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yıl içerisinde Güney Amerika’da montaj fabrikasını devreye alarak şu anki sayısı 4 olan montaj fabrikalarımızı 5’e çıkarmayı planlıyoruz. Bu yıl enerji sektörüne giriyoruz, özellikle rüzgar enerjisinde yeni çalışmalara odaklandık ve yatırımlar gerçekleştiriyoruz. 1 milyon olan ürün çeşitliliğimizi artırmaya, yeni ürünler çıkarmaya devam ediyoruz. 

En önemlisi insan kaynağımıza olan yatırımlarımıza devam ediyoruz. Çok uluslu çalışan yapımız var ve bunu desteklemek için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Uzun süredir devam ettiğimiz bir proje var. Her yıl 10 farklı ülkeden üniversiteyle anlaşmalar yaparak stajyer alımı gerçekleştiriyoruz ve kurduğumuz çok uluslu çalışan yapımızı destekliyoruz. Bunu daha da güçlendireceğiz. Şu an için Ar-Ge, üretim ve satışta 10 tane beyaz yaka çalışan işe alacağız. 

Rüzgar enerjisinde yeni çalışmalardan söz ettiniz. İ-Mak Redüktör’ün öne çıktığı uygulama alanları nelerdir?

İ-Mak olarak yarım asra dayanan tecrübemizle tarım ve ormancılık, gaz ve petrol, su arıtma, maden, çelik, gıda-içecek, çimento ve daha birçok sektörel uygulama alanlarına çözümler sunuyoruz. Örneğin, sahada uzun sürelerden bu yana yer aldığımız için yerel üreticilerle birlikte edindiğimiz çay tecrübemizi dünyaya sunuyoruz. Şu anda Hindistan, Kenya, Tanzanya gibi ülkelerdeki çay üreticilerine özel redüktör satışı yapıyor, mühendislik hizmeti veriyoruz. 

Senelerden bu yana bilgi sahibi olduğumuz sektörlerin başında maden sektörü geliyor. Şu an maden sektöründe 5 farklı kıtada hizmet veriyoruz. Polonya’daki tuz madenlerinden Güney Afrika’daki altın ve elmas madenlerine, Şili ve Peru’da yer alan Güney Amerika’daki bakır madenlerinden, Amerika’daki taş ocaklarına kadar dünyanın hemen hemen her yerinde maden sektörünün içerisindeyiz. Bu alanda çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz ve ciddi projeler almaya devam ediyoruz. 

Bu da İ-Mak ürünlerinin esnekliğini, her sektöre ne kadar uygun çözümler sunduğunu gösteriyor. Ağır, tozlu ve zor şartlarda çalışan redüktörler de üretiyoruz, çok temiz olması gereken, hassas olması gereken çay fabrikaları için de redüktör üretiyoruz. Geniş anlamda sunduğumuz bu çözümler de ürünlerimizin her ortama uygunluğunu gösteriyor. 

Geleceğe ve teknolojiye önem veren bir firma olan İ-Mak’ın dijital yatırımlarından söz edebilir misiniz?

İ-Mak Redüktör olarak çok ciddi teknolojik altyapımız var. Firmamızın ürün seçim konfigüratörü 2 yıldan bu yana müşterilerimizin hizmetinde. 6 dil desteği bulunan konfigüratör ile müşterilerimiz ister 3D boyutlu isterse teknik aramalar yapabiliyor. Aynı zamanda kullanıcı dostu web sitemizi sürekli geliştiriyoruz. Ziyaretçiler web sitemizde birkaç tıklamayla her türlü bilgiye ulaşabiliyor. Şu an sosyal ağlarda çok güçlü bir yapımız var. Linkedin, Instagram, Youtube gibi platformlarda dünya genelinde geniş kitlelerden çok sayıda aktif takipçimiz var. Özellikle Linkedin’de çok aktifiz ve bizim gibi aktif bir kitleye sahibiz.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Devamını Oku
Advertisement
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Globelink Ünimar, İzmir’deki yeni transfer merkezini hizmete açtı

Yayın Tarihi

on

Türkiye’de lojistik sektörünün öncülerinden Globelink Ünimar, İzmir Bornova’da konumlanan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Böylelikle iş süreçlerini optimize etmek üzere ciddi bir hamle yapan Globelink Ünimar, müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik büyük bir adım attı.

30 yıla yaklaşan tecrübesiyle lojistik ve tedarik zinciri sektörünün öncüleri arasında yer alan Globelink Ünimar, alanda yürüttüğü iş süreçlerini ileriye taşımak adına önemli bir adım attı. Müşteri memnuniyetini artırma yolunda hem altyapı kapasitesini geliştirmek hem de lojistik hizmetlerini genişletmek amacıyla İzmir’in Bornova ilçesinde yer alan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyeleri başta olmak üzere şirket yöneticileri, çalışanlar ve özel davetliler yer aldı.

Globelink Ünimar’da lojistik altyapısını güçlendirecek adım  

1994 yılında lojistik serüveni başlayan şirket; esnek, gelişmiş ve hızlı çözümlerle müşterilerini hizmet sağlamaya devam ediyor. Başta havayolu, denizyolu, karayolu olmak üzere entegre lojistik hizmetleri sunan Globelink Ünimar, gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda müşteri taleplerini daha hızlı biçimde karşılamak ve altyapı kapasitesini yükseltmek hedefiyle İzmir Bornova’da yeni bir transfer merkezini kullanıma açtı. Bu önemli gelişmeyle birlikte; İzmir bölgesindeki iç konteyner dolumları, parsiyel yüklemelerle gerçekleştirilen kapıdan kapıya teslimatlar, İstanbul’dan gelen İzmir ürünlerinin teslimatı ve İzmir’den İstanbul’a sevk edilecek ürünlerin toplanması gibi fonksiyonlar yönetilecek. Ayrıca, 2023’ün ikinci yarısında İstanbul Anadolu yakasında toplamda 10.000 palet kapasiteli bir depo açılışının yanı sıra Adana ve Antalya’da yeni transfer merkezlerinin açılışı gerçekleştirilecek.

“İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz”

Yeni transfer merkezinin açılışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyesi Koray Çıtak, “Transfer merkezleri, faaliyet yürüttüğümüz lojistik ve tedarik zinciri sektöründe önemli bir rol oynuyor. Bu alanların konumlandığı lokasyonlar, lojistik süreçleri hızlandırmakla birlikte müşteri memnuniyetini de artırıyor. Bu kapsamda hizmete açtığımız İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz. Burada titizlikle ilerletilen çalışma sürecinde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Öte yandan, hem bu yılın ikinci yarısında hem de gelecek yıllarda alana yaptığımız yatırımları ve müşteri memnuniyeti artırmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Konveyör bantlı 3D yazıcı, hacimli üretimin dönüşümünü nasıl gerçekleştirecek?

Yayın Tarihi

on

Üretimde ara boyut sorununu çözen Alman teknoloji şirketi, çeşitli işlerin üstesinden gelebilen ve KOBİ’ler için bir verimlilik makinesi haline gelebilen yerleşik konveyör bandına sahip bir 3D yazıcı ortaya çıktı.

3D yazıcılar, prototip, model ve kişiye özel ürünlerin üretimi için endüstri ve ticarette vazgeçilmez bir araç haline geldi. Kullanılabilecek geniş bir malzeme yelpazesine yönelik sürekli yapılan geliştirme ve uyarlamalar da daha karmaşık hale gelen işlemlere olanak tanıyor. Cihazlar şimdiye kadar yalnızca kendilerinden daha büyük olmayan nesneler üretebilmişti. Konvansiyonel masaüstü 3B yazıcı modelleri çok hızlı bir şekilde üst sınırlarına ulaştı ve manuel son işleme olmaksızın, endüstriyel ölçek için ideal pozisyona ulaştı. Bu nedenle, eklemeli imalat bağlamında “sonsuz” iş parçaları ve otomatikleştirilmiş seri üretim şimdiye kadar tartışma konusu olmamıştı. Konveyör bantlı 3D yazıcı şimdi bunu değiştiriyor.

3D baskıda yıllardır etkileyici gelişmeler devam ediyor

2000’li yılların ortalarında, 3D yazıcı kavramı daha çok tanınmaya başlandı. 2010’ların başında, yeni teknoloji herkesin ağzındaydı. Küçük cihazlar ağırlıklı olarak ev kullanımı içindi ve neredeyse sınırı olmayan tasarım imkanlarını kullandılar: Katmanlama sürecinin yardımıyla, çok çeşitli nesneler ve tekil fikirler hayata geçirilebiliyor. Hobi kullanıcıları ve kişiselleştirilmiş ürünler veya küçük miktarlarda abartılı nesneler üretenler için bu, bulunmaz bir faaliyet alanı niteliği taşıyor.

Katmanlı imalatın avantajları endüstriye kapalı kalmadı ve bu nedenle makineler daha teknik uygulamalara da girdi. Daha büyük ölçekte, ticari ve endüstriyel olarak, 3D yazıcıların ticari kullanımı öncelikle prototipleme, ölçekli modeller ve karmaşık iş parçalarına odaklanmıştır. Bununla birlikte, yazdırılabilir malzeme kombinasyonları yelpazesi genişlemeye devam ettikçe, 3D baskı son ürünlerin üretimi için giderek daha ilgi çekici hale geliyor. 3D yazıcılar tarafından yapılan tüm evler, köprüler veya tekneler gibi önemli kalemlerle ilgili haberler giderek artan bir şekilde medyada yer alıyor. Ancak bu durumlarda medyanın ilgisinin hala çok yüksek olması, bu tür büyük ölçekli projeler için 3D baskı kullanımının henüz yaygın olmadığını da gösteriyor. Aslında, son kullanıcılar için 3D baskılı nesneler hala pazar payının yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Ar-Ge ilerledikçe, bugünlerde birinin iş modelini 3D baskı teknolojisi üzerine inşa etmesi giderek daha çekici hale gelecek.

USP

Ancak 3D baskıyı kendi işinde etkin bir şekilde kullanmak için ticari olarak temin edilebilen cihazlarda bazı zorluklar ortaya çıkıyor. Bunlardan biri köprüler, çıkıntılar veya içi boş gövdeler gibi ortak bir tabanla bağlı olmayan iki nokta aralığı için yapılan baskılardır. Burada olağan yöntem, basit fizik kanunları nedeniyle basılı malzemenin hızla sarkmasına neden olur. Bu durumlarda ana tasarımı desteklemek için ek yapılar yazdırılır. Ancak bu aynı zamanda baskının daha uzun sürmesi, daha fazla malzemeye ihtiyaç duyulması ve dolayısıyla önemli bir ek ekonomik masrafın ortaya çıkması anlamına da gelmektedir.

İkinci zorluk, “sürekli nesnelerin”, yani örneğin birkaç metre uzunluğundaki öğelerin yazdırılmasıdır. Geleneksel 3D yazıcılar, sert bir baskı tabanına sahip tasarımları nedeniyle burada sınırlarına ulaşıyor. Geniş formatlı yazıcılar bu tür boyutları bir dereceye kadar karşılayabilir, ancak genellikle altı rakamlı veya daha yüksek bir meblağ tutar ve bu nedenle küçük şirketler için mevcut değildir. Ayrıca, her orta ölçekli şirkette hemen bulunmayan uygun zemin alanına da ihtiyaç duyarlar. Ve son olarak, 3D yazıcılar herhangi bir biçimde gerçek otomasyondan yoksundur. Yazıcının boyutu ne olursa olsun, yeni bir işe başlamak için bir yazdırma işinden sonra her zaman manuel olarak boşaltılmasına güvenir. Baskı alanı doluysa, bir çalışan cihazla ilgilenene kadar üretim devam edemez. Bu nedenle cihazlar şu anda daha büyük ölçekte seri üretim için uygun değildir.

Çözüm, ekli üretimi otomasyonla uyumlu hale getirmektir

iFactory3D GmbH’nin amacı, eklemeli imalatın eksikliklerini ortadan kaldırmaktır. 2020 yılında Artur Steffen ve Martin Huber tarafından kurulan girişim, teorik olarak sonsuz uzunluktaki nesneleri bir masaya sığan hacimle yazdırabilen konveyör bantlı 3D yazıcı olan ‘One Pro’yu geliştirdi. Sert bir baskı tabanı yerine sürekli bir konveyör bandı ile yazıcı, baskı kuyruğu ve malzeme sensörü sayesinde daha büyük partilerin otomatik üretimini gerçekleştiriyor. Yeterli miktarda filament kaynağı ile günlerce, haftalarca ve hatta aylarca yazdırabilir. Baskı kafasının 45 derecelik açı ayarı sayesinde boşluklar gibi karmaşık şekillerde ek destek yapıları olmadan sorun çıkmıyor. Sonuç olarak iFactory3D, küçük ve orta ölçekli seriler için üretim maliyetlerinde ortalama yüzde 40’a varan azalmanın yanı sıra ciddi zaman ve malzeme tasarrufundan bahsediyor. Sonuç olarak One Pro, 3D baskıyı geleneksel üretim süreçlerine hızlı ve uygun maliyetli bir alternatif haline getirme potansiyeline sahiptir.

Teknolojik iyileştirme ve diğer avantajlar

One Pro; PETG, PLA, ABS, ASA, TPU, PC ve naylon dahil olmak üzere çok çeşitli filamentleri işler. Kılavuz raylar, ekstrüderler, nozüller ve konveyörler gibi yazıcıya takılan parçalar Avrupalı tedarikçilerden temin ediliyor, yüksek kalite standartlarını karşılıyor ve uzmanlar tarafından genellikle kendi fiyat aralığında üstün olarak kabul görüyor.

Teknolojiyi yeni öğrenen kullanıcılar için iFactory3D profesyonel eğitim sunar. Şirketler, çalışanları için 3D (bant) baskı hakkında kapsamlı bilgi birikiminin verildiği özel çevrimiçi eğitim kurslarına kaydolabilir. Ayrıca, uzmanlar kişisel destek yoluyla her türlü sorunuz için hazırdır. E-postalar Almanca ve İngilizce olarak ele alınır ve daha karmaşık sorunlar için telefon ve görüntülü görüşme ayarlanabilir.

Şirket içi araştırma ve geliştirme departmanı, yeni 3D projelerin geliştirilmesi ve mevcut 3D projelerin optimizasyonu konusunda da destek sağlar. Malzeme seçimi ve uygun yazıcı ekipmanı konusunda tavsiyelerde bulunur. Bireysel istek ve ihtiyaçlar söz konusu olduğunda uygun değişiklik ve geliştirmeleri gerçekleştirir.

Test ürünlerinin veya serilerinin baskısını tamamen dışarıda yaptırmak isteyen herkes, iFactory3D uzmanlığından faydalanabilir. Düsseldorf uzmanları, şirket içi baskı çiftliği ile her miktarda yüksek kaliteli prototipler, büyük iş parçaları ve serileri makul bir fiyata üretir.

Bununla birlikte, en cazip birim maliyetler, kendilerine ait bir One Pro satın alarak elde edilebilir. Özellikle uzun ve karmaşık iş parçalarını hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde üretmek isteyen veya seri üretime geçmeyi planlayan şirketler, çözümlerini konveyör bantlı gelişmiş bir 3D yazıcı olan One Pro’da bulacaklar.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Üretim çıktısı küresel bileşik büyüme hızında 2027’ye kadar %3 artış bekleniyor

Yayın Tarihi

on

Interact Analysis tarafından yayımlanan güncel araştırma, mevcut ekonomik türbülansın küresel imalat endüstrisinde negatif etkisine devam edeceğini gösteriyor. Önceki analizde imalatta küresel bir yavaşlama 2026 yılı için tahmin ediliyordu ancak mevcut ekonomik görünüm esas alındığında imalat çıktılarındaki daralmanın beklenenden daha erken, 2024 yılında meydana gelmesi muhtemel gözüküyor. Genele bakıldığında, APAC bölgesi özellikle iyi performans gösteriyor ve dünyanın geri kalanını ‘destekliyor’. Artan petrol ve enerji fiyatları, grevler ve Ukrayna’da devam eden çatışmaların bir sonucu olarak, önümüzdeki birkaç yıl içinde  en çok Avrupa’nın zarar göreceği tahmin ediliyor ve toplam imalat üretiminde önemli bir düşüş bekleniyor.

Amerika bölgesi, güçlü bir 2022 yılı ile birlikte imalat çıktılarındaki büyüme açısından iyi bir performans gösterdi. 2023’te bölgenin imalat çıktı değerinin 250 milyar dolar artması bekleniyor. ABD hükümeti, enflasyonist baskılarla mücadele etmeye faiz oranlarını artırarak devam ediyor. Gıda, içecek ve ham maddeler gibi fiyat enflasyonu yüksek olan ürünlerde; devlet müdahalesinin fiyatları düşürmesi bekleniyor. İmalat sanayi çıktı raporundaki önceki güncellemelere benzer bir durum olarak Interact Analysis, şirketlerin boş pozisyonları doldurmakta zorlandığını ve iş gücü eksikliklerinin ABD imalatı için bir sorun olmaya devam ettiğini tespit etti. Öte yandan, başta Çin olmak üzere APAC bölgesi, Covid-19 kısıtlamalarından çıkması nedeniyle iyi performans gösteriyor. 2023’te Çin imalatında büyümenin %3,7 olması bekleniyor. 2023 ile 2027 arasında da ılımlı büyümenin devam edeceği tahmin ediliyor. Ancak bölge, 2024’te küresel olarak gerçekleşmesi beklenen yavaşlamadan zarar görecek. Buna rağmen, Çin üzerindeki etkinin pandemi ve kapatma önlemlerinin yol açtığından daha az olması bekleniyor. Endüstrilere bakıldığında, kimyasallar ve ilaç üretimi, 2023’te %4,7’ye ulaşarak Çin’deki en yüksek büyüme oranına sahip olacak.

Avrupa üretimi için görünüm genel olarak iç açıcı görünmüyor. İngiltere’de üretim %4,3 oranında azaldı ve 2023’te de %1,2 daha düşmesi bekleniyor. Bu, sendika grevlerinin, enflasyonist baskıların ve yüksek yaşam maliyetinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Uzun vadede, 2022 ile 2027 arasında İngiltere imalat sektörünün, tüm Avrupa ülkeleri arasında en düşük olan %1,5’lik yıllık bileşik büyüme oranına sahip olacağı tahmin ediliyor. Almanya da benzer bir konumda, enflasyon hızla %8,7’ye fırlıyor. 2022’de Almanya’nın imalat büyümesi %2,2’ye geriledi ancak 2023’te %1,8 oranında küçük bir büyüme olacağı tahmin ediliyor. İtalya ve Fransa’nın imalat sektörlerinde de artan enerji fiyatları, yüksek ham madde maliyetleri ve iş gücü krizlerinin etkisi gözlemlenebiliyor.

Araştırmayla ilgili konuşan Interact Analysis CEO’su Adrian Lloyd, “Şu anda küresel imalat sanayi çevresindeki olumsuzluklara rağmen Danimarka, Macaristan ve Arjantin gibi ülkelerin gösterdiği iyi performansla toplam imalat sanayi üretimi 2022’de %3,6 arttı. Avrupa’nın genel olarak gösterdiği performans da iyiydi. APAC ve Çin’deki durum Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasının bir sonucu olarak, üretim endüstrisinin yeniden ayağa kalkabileceği anlamına geliyor, önceki raporlara kıyasla iyileşti” dedi.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Konular

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com