Connect with us

Genel

200 bin kişi istihdam eden kargo, kurye ve lojistik sektörü, günde 15 milyon adrese ulaşıyor

Yayın Tarihi

on

Küresel ölçekte her geçen gün büyüyen, dijitalleşen dünyada her geçen dün dönüşen kargo, kurye ve lojistik sektörü, Türkiye’de 200 binden fazla kişiye istihdam sağlıyor. Pandeminin çıktığı ilk günlerde ciddi bir krizle karşılaşan sektör, zorlu süreçten güçlenerek çıkmayı başardı. 50 bin aracın aktif olarak hizmet verdiği sektörde, bu araçlar günde ortalama olarak 8 milyon kilometre yol katedererek, 15 milyon adrese ulaşıyor.

Kargo, kurye ve lojistik sektörünün çatı kuruluşu olan ve faaliyetlerine 1998 yılından bu yana devam eden Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD), sektörü tek bir çatı altında topluyor. Her geçen gün büyümekte olan sektörün durumu, pandemi sürecinde yaşanan kriz ve sektörün geleceği üzerine konuştuğumuz KARİD Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Önyol, “Kargo, kurye ve lojistik sektörünün gelişimi demek, ülkedeki tüm ticari faaliyetlerin hızlanması ve büyümesi demektir.” diyor.

KARİD hakkında genel bir bilgilendirme yapar mısınız?

Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği, kısa adı ile KARİD, 1998 yılında kurulmuş ve aynı yıl faaliyetlerine başlamıştır. Kurulduğu günden bu yana aktifliğini korumuş ve sektörün gelişimi adına faaliyet göstermeye devam etmiştir. Kargo, kurye ve lojistik sektörünün hizmet kalitesinin artırılması amacı ile eğitim çalışmaları da gerçekleştiren KARİD, sektörünün en başarılı kargo, kurye ve lojistik firmalarını bünyesinde barındırır. 

Kargo, kurye ve lojistik sektörü diğer ticari faaliyetlerin gerçekleşmesinde de büyük bir rol oynuyor. Bu tamamlayıcı sektörün büyüklüğü hakkında bilgi paylaşır mısınız?

Sektörümüz bugün 200 binden fazla insana istihdam sağlıyor. Sektörde görev yapan 200 bin arkadaşımız her gün tam 15 milyon adreste vatandaşlarımıza hizmet veriyor. 50 bin araç günde ortalama 8 milyon kilometre yol yapıyor. Sektörün büyüklüğünü gözünüzde canlandırabilmeniz için bu rakamları ifade ediyorum. Yapılan bu faaliyetlerin tamamının aslında ticari faaliyetlerin bir tamamlayıcısı olduğunu unutmayın. Temelde adresten adrese taşıma olarak gerçekleşen bizim faaliyetimiz, gerçekte başka bir şirketin ticari faaliyetinin tamamlanması için gerçekleşiyor. 

Bunu fark ettiğinizde sektörün gelişiminin ne kadar gerekli olduğunu daha iyi algılayabilirsiniz. Kargo, kurye ve lojistik sektörünün gelişimi demek, ülkedeki tüm ticari faaliyetlerin hızlanması ve büyümesi demektir. 

Pandemi sürecini başarılı bir şekilde yöneten ender sektörler içinde yer alıyorsunuz. Bu süreçte yaşanan yoğunluk sektörü nasıl etkiledi?

Pandemi, röportajı gerçekleştirdiğimiz bugün de aslında tamamen sona ermiş sayılmaz. İnsanların bir kısmı hala evlerinden çalışıyor ve plazaların birçoğu boş. Bunu unutmayalım. Bunu neden özellikle belirtiyorum? Çünkü bu durum ilk yaşandığında kargo sektörü için gerçekten ciddi bir krizdi. Fakat bugün hiçbir sorun yok. Neden? Çünkü çok kısa sürede uyum sağlamayı başardık.

Konuyu biraz daha açmak gerekirse; evet pandemiyle birlikte kargo adetlerinde bir artış meydana geldi ancak sektörümüz için asıl sorun bu değildi. Sorun, kargo artışıyla birlikte dağıtım yapılan alanların da bir anda yer değiştirmesiyle ilgiliydi. Evet e-ticaret kargoları artıyordu. Ancak iş yerlerine taşıdığımız ve B2B olarak adlandırılan İşletmeden İşletmeye olan faaliyetler durmuştu. Ayrıca plaza bölgelerinde çalışan vatandaşlarımız evlerine gittikleri için; o bölgelerde kargo akışı tamamen durmuşken, konut bölgelerinde inanılmaz bir yoğunluk yaşanıyordu.

İşte temel sorun buydu. Sorunu sadece araç alarak ve personel alarak da çözemezdiniz. Hızlıca yeni projeler geliştirmeli ve bunu hemen sahada uygulamaya başlamalıydınız. Öyle de oldu. Sektörümüz çok kısa sürede bu süreci başarı ile yönetmeyi başardı. Bu süreç içinde ciddi yatırımlar yapıldı. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde yapılması hedeflenen projeler 1 yıl içerisinde hayata geçirildi.

Pandemiden güçlenerek çıkan sektör, 2021 yılını nasıl geçiriyor? 

Kargo sektörü her yeni yıl, bir önceki yıla göre daha iyi bir noktaya gelmeyi başaran bir sektör. Gerek personel sayısı ile gerek dağıttığı kargo sayısı ile gerekse teknolojik gelişimi ile bunu bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Ancak 2021 yılı gerçekten sektörümüz için çok farklı bir yıl oldu. Ölümcül bir tehdit sizi köşeye sıkıştırdığında karşınızda iki ihtimal vardır. Ortası genellikle yoktur. Ya çok daha güçlenerek bu süreci atlatırsınız ya da o sorunun altında sıkışır kalır ve ezilirsiniz. Sektörümüz Türkiye’de pandemi ile yüzleştiğinde büyük bir sorumluluk duygusu ile bu yükü sırtlamayı başardı ve pandemiden güçlenerek çıktı.

Bugün gelişmiş ülkeler olarak sınıflandıracağımız birçok ülke pandemi döneminde kargo deposu haline geldi. Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunda kargolar haftalarca araçlardan dahi indirilemedi. Ancak Türk kargo, kurye ve lojistik sektörü bu noktada müthiş bir performans göstererek, müşterilerini memnun etmeyi başardı. Yani 2021 yılında eskisine göre çok daha güçlüyüz. Çok daha hızlıyız. Çok daha dijitaliz.

Türkiye’de lojistik merkezlerindeki teknolojik altyapı yeterli mi? Küresel çapta ne durumdayız?

Yeterli kelimesini pek sevdiğim söylenemez. Kaldı ki teknoloji altyapısı için “yeterli” kelimesinin hiçbir zaman kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum. Her zaman yenilenen ve devingen bir gelişim süreci bu. Bu konuda asla kendimizi yeterli görmemeliyiz. Ancak Türkiye’deki sistemlerin birçok Avrupa ülkesindeki sistemler ile yarışabileceğini ve hatta pek çoğundan daha iyi olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Yukarıda da bahsettiğim gibi, bu süreçte çok büyük yatırımlar yapıldı. Bugün geldiğimiz noktada sektör, mevcut taşıdığı kargo hacminin çok üzerindeki adetleri kaldırılabilir hale geldi.

Sürekli olarak değişen ve dönüşen bu sektörün gelecek hedefleri arasında neler var?

Yaptığımız işi dünyanın farklı yerlerinde, yerinde görmüş, incelemiş analiz etmiş biri olarak ifade ediyorum. Türkiye’deki kargo, kurye ve lojistik sektörünün hizmet kalitesi ve hızı gerçekten çok iyi bir noktada. Ancak bizim için yeterli mi? Hayır. Biz büyümeye devam edeceğiz. Büyürken hizmet kalitemizi de artırmaya devam edeceğiz. Ticari faaliyetlerin destekçisi, yol arkadaşı ve hatta müşteri temsilcisi olmaya devam edeceğiz.  

Türkiye’de kargo, kurye ve lojistik işletmecilerinin yaşadığı problemler neler?

İyileştirilebilecek birçok husus var ancak iyi ilerleme kaydettiğimizi düşünüyoruz. Sektörün ihtiyacı olan bir yenilik olduğunda BTK, sektörün hem denetleyicisi hem de destekleyicisi olarak bize her zaman destek oluyor. Sektöre getirdiğimiz yenilikler denetleniyor ve mevzuat düzenlemeleri gerçekleştiriliyor. Yakın zamanda hayata geçirilen temassız teslimat modeli, kargo teslim noktaları ile ilgili mevzuat yenilikleri sektörümüzün önünü açan mevzuat yeniliklerinden sadece ikisi. Dünyadaki diğer ülkeleri incelediğinizde Ulaştırma Bakanlığımızın ve BTK’nın destekleyici çalışmaları sayesinde Türkiye’de sektörün sorunları diğer örneklere göre çok daha kısa sürede çözülüyor.

Fatih ÖNYOL kimdir? 20 yıldır kargo, kurye ve lojistik sektöründe çalışmalar yürüten Fatih Önyol, KARİD başkanlığının yanı sıra Yurtiçi Kargo’da genel müdürlük görevini de yürütüyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Genel

Globelink Ünimar, İzmir’deki yeni transfer merkezini hizmete açtı

Yayın Tarihi

on

Türkiye’de lojistik sektörünün öncülerinden Globelink Ünimar, İzmir Bornova’da konumlanan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Böylelikle iş süreçlerini optimize etmek üzere ciddi bir hamle yapan Globelink Ünimar, müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik büyük bir adım attı.

30 yıla yaklaşan tecrübesiyle lojistik ve tedarik zinciri sektörünün öncüleri arasında yer alan Globelink Ünimar, alanda yürüttüğü iş süreçlerini ileriye taşımak adına önemli bir adım attı. Müşteri memnuniyetini artırma yolunda hem altyapı kapasitesini geliştirmek hem de lojistik hizmetlerini genişletmek amacıyla İzmir’in Bornova ilçesinde yer alan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyeleri başta olmak üzere şirket yöneticileri, çalışanlar ve özel davetliler yer aldı.

Globelink Ünimar’da lojistik altyapısını güçlendirecek adım  

1994 yılında lojistik serüveni başlayan şirket; esnek, gelişmiş ve hızlı çözümlerle müşterilerini hizmet sağlamaya devam ediyor. Başta havayolu, denizyolu, karayolu olmak üzere entegre lojistik hizmetleri sunan Globelink Ünimar, gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda müşteri taleplerini daha hızlı biçimde karşılamak ve altyapı kapasitesini yükseltmek hedefiyle İzmir Bornova’da yeni bir transfer merkezini kullanıma açtı. Bu önemli gelişmeyle birlikte; İzmir bölgesindeki iç konteyner dolumları, parsiyel yüklemelerle gerçekleştirilen kapıdan kapıya teslimatlar, İstanbul’dan gelen İzmir ürünlerinin teslimatı ve İzmir’den İstanbul’a sevk edilecek ürünlerin toplanması gibi fonksiyonlar yönetilecek. Ayrıca, 2023’ün ikinci yarısında İstanbul Anadolu yakasında toplamda 10.000 palet kapasiteli bir depo açılışının yanı sıra Adana ve Antalya’da yeni transfer merkezlerinin açılışı gerçekleştirilecek.

“İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz”

Yeni transfer merkezinin açılışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyesi Koray Çıtak, “Transfer merkezleri, faaliyet yürüttüğümüz lojistik ve tedarik zinciri sektöründe önemli bir rol oynuyor. Bu alanların konumlandığı lokasyonlar, lojistik süreçleri hızlandırmakla birlikte müşteri memnuniyetini de artırıyor. Bu kapsamda hizmete açtığımız İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz. Burada titizlikle ilerletilen çalışma sürecinde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Öte yandan, hem bu yılın ikinci yarısında hem de gelecek yıllarda alana yaptığımız yatırımları ve müşteri memnuniyeti artırmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Konveyör bantlı 3D yazıcı, hacimli üretimin dönüşümünü nasıl gerçekleştirecek?

Yayın Tarihi

on

Üretimde ara boyut sorununu çözen Alman teknoloji şirketi, çeşitli işlerin üstesinden gelebilen ve KOBİ’ler için bir verimlilik makinesi haline gelebilen yerleşik konveyör bandına sahip bir 3D yazıcı ortaya çıktı.

3D yazıcılar, prototip, model ve kişiye özel ürünlerin üretimi için endüstri ve ticarette vazgeçilmez bir araç haline geldi. Kullanılabilecek geniş bir malzeme yelpazesine yönelik sürekli yapılan geliştirme ve uyarlamalar da daha karmaşık hale gelen işlemlere olanak tanıyor. Cihazlar şimdiye kadar yalnızca kendilerinden daha büyük olmayan nesneler üretebilmişti. Konvansiyonel masaüstü 3B yazıcı modelleri çok hızlı bir şekilde üst sınırlarına ulaştı ve manuel son işleme olmaksızın, endüstriyel ölçek için ideal pozisyona ulaştı. Bu nedenle, eklemeli imalat bağlamında “sonsuz” iş parçaları ve otomatikleştirilmiş seri üretim şimdiye kadar tartışma konusu olmamıştı. Konveyör bantlı 3D yazıcı şimdi bunu değiştiriyor.

3D baskıda yıllardır etkileyici gelişmeler devam ediyor

2000’li yılların ortalarında, 3D yazıcı kavramı daha çok tanınmaya başlandı. 2010’ların başında, yeni teknoloji herkesin ağzındaydı. Küçük cihazlar ağırlıklı olarak ev kullanımı içindi ve neredeyse sınırı olmayan tasarım imkanlarını kullandılar: Katmanlama sürecinin yardımıyla, çok çeşitli nesneler ve tekil fikirler hayata geçirilebiliyor. Hobi kullanıcıları ve kişiselleştirilmiş ürünler veya küçük miktarlarda abartılı nesneler üretenler için bu, bulunmaz bir faaliyet alanı niteliği taşıyor.

Katmanlı imalatın avantajları endüstriye kapalı kalmadı ve bu nedenle makineler daha teknik uygulamalara da girdi. Daha büyük ölçekte, ticari ve endüstriyel olarak, 3D yazıcıların ticari kullanımı öncelikle prototipleme, ölçekli modeller ve karmaşık iş parçalarına odaklanmıştır. Bununla birlikte, yazdırılabilir malzeme kombinasyonları yelpazesi genişlemeye devam ettikçe, 3D baskı son ürünlerin üretimi için giderek daha ilgi çekici hale geliyor. 3D yazıcılar tarafından yapılan tüm evler, köprüler veya tekneler gibi önemli kalemlerle ilgili haberler giderek artan bir şekilde medyada yer alıyor. Ancak bu durumlarda medyanın ilgisinin hala çok yüksek olması, bu tür büyük ölçekli projeler için 3D baskı kullanımının henüz yaygın olmadığını da gösteriyor. Aslında, son kullanıcılar için 3D baskılı nesneler hala pazar payının yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Ar-Ge ilerledikçe, bugünlerde birinin iş modelini 3D baskı teknolojisi üzerine inşa etmesi giderek daha çekici hale gelecek.

USP

Ancak 3D baskıyı kendi işinde etkin bir şekilde kullanmak için ticari olarak temin edilebilen cihazlarda bazı zorluklar ortaya çıkıyor. Bunlardan biri köprüler, çıkıntılar veya içi boş gövdeler gibi ortak bir tabanla bağlı olmayan iki nokta aralığı için yapılan baskılardır. Burada olağan yöntem, basit fizik kanunları nedeniyle basılı malzemenin hızla sarkmasına neden olur. Bu durumlarda ana tasarımı desteklemek için ek yapılar yazdırılır. Ancak bu aynı zamanda baskının daha uzun sürmesi, daha fazla malzemeye ihtiyaç duyulması ve dolayısıyla önemli bir ek ekonomik masrafın ortaya çıkması anlamına da gelmektedir.

İkinci zorluk, “sürekli nesnelerin”, yani örneğin birkaç metre uzunluğundaki öğelerin yazdırılmasıdır. Geleneksel 3D yazıcılar, sert bir baskı tabanına sahip tasarımları nedeniyle burada sınırlarına ulaşıyor. Geniş formatlı yazıcılar bu tür boyutları bir dereceye kadar karşılayabilir, ancak genellikle altı rakamlı veya daha yüksek bir meblağ tutar ve bu nedenle küçük şirketler için mevcut değildir. Ayrıca, her orta ölçekli şirkette hemen bulunmayan uygun zemin alanına da ihtiyaç duyarlar. Ve son olarak, 3D yazıcılar herhangi bir biçimde gerçek otomasyondan yoksundur. Yazıcının boyutu ne olursa olsun, yeni bir işe başlamak için bir yazdırma işinden sonra her zaman manuel olarak boşaltılmasına güvenir. Baskı alanı doluysa, bir çalışan cihazla ilgilenene kadar üretim devam edemez. Bu nedenle cihazlar şu anda daha büyük ölçekte seri üretim için uygun değildir.

Çözüm, ekli üretimi otomasyonla uyumlu hale getirmektir

iFactory3D GmbH’nin amacı, eklemeli imalatın eksikliklerini ortadan kaldırmaktır. 2020 yılında Artur Steffen ve Martin Huber tarafından kurulan girişim, teorik olarak sonsuz uzunluktaki nesneleri bir masaya sığan hacimle yazdırabilen konveyör bantlı 3D yazıcı olan ‘One Pro’yu geliştirdi. Sert bir baskı tabanı yerine sürekli bir konveyör bandı ile yazıcı, baskı kuyruğu ve malzeme sensörü sayesinde daha büyük partilerin otomatik üretimini gerçekleştiriyor. Yeterli miktarda filament kaynağı ile günlerce, haftalarca ve hatta aylarca yazdırabilir. Baskı kafasının 45 derecelik açı ayarı sayesinde boşluklar gibi karmaşık şekillerde ek destek yapıları olmadan sorun çıkmıyor. Sonuç olarak iFactory3D, küçük ve orta ölçekli seriler için üretim maliyetlerinde ortalama yüzde 40’a varan azalmanın yanı sıra ciddi zaman ve malzeme tasarrufundan bahsediyor. Sonuç olarak One Pro, 3D baskıyı geleneksel üretim süreçlerine hızlı ve uygun maliyetli bir alternatif haline getirme potansiyeline sahiptir.

Teknolojik iyileştirme ve diğer avantajlar

One Pro; PETG, PLA, ABS, ASA, TPU, PC ve naylon dahil olmak üzere çok çeşitli filamentleri işler. Kılavuz raylar, ekstrüderler, nozüller ve konveyörler gibi yazıcıya takılan parçalar Avrupalı tedarikçilerden temin ediliyor, yüksek kalite standartlarını karşılıyor ve uzmanlar tarafından genellikle kendi fiyat aralığında üstün olarak kabul görüyor.

Teknolojiyi yeni öğrenen kullanıcılar için iFactory3D profesyonel eğitim sunar. Şirketler, çalışanları için 3D (bant) baskı hakkında kapsamlı bilgi birikiminin verildiği özel çevrimiçi eğitim kurslarına kaydolabilir. Ayrıca, uzmanlar kişisel destek yoluyla her türlü sorunuz için hazırdır. E-postalar Almanca ve İngilizce olarak ele alınır ve daha karmaşık sorunlar için telefon ve görüntülü görüşme ayarlanabilir.

Şirket içi araştırma ve geliştirme departmanı, yeni 3D projelerin geliştirilmesi ve mevcut 3D projelerin optimizasyonu konusunda da destek sağlar. Malzeme seçimi ve uygun yazıcı ekipmanı konusunda tavsiyelerde bulunur. Bireysel istek ve ihtiyaçlar söz konusu olduğunda uygun değişiklik ve geliştirmeleri gerçekleştirir.

Test ürünlerinin veya serilerinin baskısını tamamen dışarıda yaptırmak isteyen herkes, iFactory3D uzmanlığından faydalanabilir. Düsseldorf uzmanları, şirket içi baskı çiftliği ile her miktarda yüksek kaliteli prototipler, büyük iş parçaları ve serileri makul bir fiyata üretir.

Bununla birlikte, en cazip birim maliyetler, kendilerine ait bir One Pro satın alarak elde edilebilir. Özellikle uzun ve karmaşık iş parçalarını hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde üretmek isteyen veya seri üretime geçmeyi planlayan şirketler, çözümlerini konveyör bantlı gelişmiş bir 3D yazıcı olan One Pro’da bulacaklar.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Üretim çıktısı küresel bileşik büyüme hızında 2027’ye kadar %3 artış bekleniyor

Yayın Tarihi

on

Interact Analysis tarafından yayımlanan güncel araştırma, mevcut ekonomik türbülansın küresel imalat endüstrisinde negatif etkisine devam edeceğini gösteriyor. Önceki analizde imalatta küresel bir yavaşlama 2026 yılı için tahmin ediliyordu ancak mevcut ekonomik görünüm esas alındığında imalat çıktılarındaki daralmanın beklenenden daha erken, 2024 yılında meydana gelmesi muhtemel gözüküyor. Genele bakıldığında, APAC bölgesi özellikle iyi performans gösteriyor ve dünyanın geri kalanını ‘destekliyor’. Artan petrol ve enerji fiyatları, grevler ve Ukrayna’da devam eden çatışmaların bir sonucu olarak, önümüzdeki birkaç yıl içinde  en çok Avrupa’nın zarar göreceği tahmin ediliyor ve toplam imalat üretiminde önemli bir düşüş bekleniyor.

Amerika bölgesi, güçlü bir 2022 yılı ile birlikte imalat çıktılarındaki büyüme açısından iyi bir performans gösterdi. 2023’te bölgenin imalat çıktı değerinin 250 milyar dolar artması bekleniyor. ABD hükümeti, enflasyonist baskılarla mücadele etmeye faiz oranlarını artırarak devam ediyor. Gıda, içecek ve ham maddeler gibi fiyat enflasyonu yüksek olan ürünlerde; devlet müdahalesinin fiyatları düşürmesi bekleniyor. İmalat sanayi çıktı raporundaki önceki güncellemelere benzer bir durum olarak Interact Analysis, şirketlerin boş pozisyonları doldurmakta zorlandığını ve iş gücü eksikliklerinin ABD imalatı için bir sorun olmaya devam ettiğini tespit etti. Öte yandan, başta Çin olmak üzere APAC bölgesi, Covid-19 kısıtlamalarından çıkması nedeniyle iyi performans gösteriyor. 2023’te Çin imalatında büyümenin %3,7 olması bekleniyor. 2023 ile 2027 arasında da ılımlı büyümenin devam edeceği tahmin ediliyor. Ancak bölge, 2024’te küresel olarak gerçekleşmesi beklenen yavaşlamadan zarar görecek. Buna rağmen, Çin üzerindeki etkinin pandemi ve kapatma önlemlerinin yol açtığından daha az olması bekleniyor. Endüstrilere bakıldığında, kimyasallar ve ilaç üretimi, 2023’te %4,7’ye ulaşarak Çin’deki en yüksek büyüme oranına sahip olacak.

Avrupa üretimi için görünüm genel olarak iç açıcı görünmüyor. İngiltere’de üretim %4,3 oranında azaldı ve 2023’te de %1,2 daha düşmesi bekleniyor. Bu, sendika grevlerinin, enflasyonist baskıların ve yüksek yaşam maliyetinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Uzun vadede, 2022 ile 2027 arasında İngiltere imalat sektörünün, tüm Avrupa ülkeleri arasında en düşük olan %1,5’lik yıllık bileşik büyüme oranına sahip olacağı tahmin ediliyor. Almanya da benzer bir konumda, enflasyon hızla %8,7’ye fırlıyor. 2022’de Almanya’nın imalat büyümesi %2,2’ye geriledi ancak 2023’te %1,8 oranında küçük bir büyüme olacağı tahmin ediliyor. İtalya ve Fransa’nın imalat sektörlerinde de artan enerji fiyatları, yüksek ham madde maliyetleri ve iş gücü krizlerinin etkisi gözlemlenebiliyor.

Araştırmayla ilgili konuşan Interact Analysis CEO’su Adrian Lloyd, “Şu anda küresel imalat sanayi çevresindeki olumsuzluklara rağmen Danimarka, Macaristan ve Arjantin gibi ülkelerin gösterdiği iyi performansla toplam imalat sanayi üretimi 2022’de %3,6 arttı. Avrupa’nın genel olarak gösterdiği performans da iyiydi. APAC ve Çin’deki durum Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasının bir sonucu olarak, üretim endüstrisinin yeniden ayağa kalkabileceği anlamına geliyor, önceki raporlara kıyasla iyileşti” dedi.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com