Connect with us

Genel

Lojistikte AI dönemi başlayınca neler olacak?

Published

on

ParkPalet Kurucu Ortağı CEO Alp Çiçekdağı

Yapay zekanın sektörlere entegrasyonunun sıkça konuşulduğu günümüzde, e-ticaret lojistiği ve depolaması gibi uçtan uca tüm süreçlerin AI ile buluşmasında bizi neler bekliyor? Sektörler arası yapay zeka entegrasyonu hız kazanırken, ParkPalet Kurucu Ortağı ve CEO’su Alp Çiçekdağı, lojistik ve e-ticaret alanında yapay zeka kullanımının iş süreçlerine nasıl entegre edilebileceğini 5 adımda anlatıyor.

Ipsos’un 31 ülkede yürüttüğü Yapay Zekaya Global Bakış Araştırması’na göre, insanların yüzde 57’si yapay zekanın önümüzdeki 5 yıl içinde iş yapış şekillerini radikal bir şekilde değiştireceğine inanıyor. Bu durum, sektörün farklı oyuncularına yapay zekayı nasıl entegre edecekleri konusunda ciddi bir düşünce sorumluluğu yüklüyor. Araştırma aynı zamanda yapay zekaya olan güvenin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, 40 yaş altı demografide ve yüksek gelirli ülkelerde daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu veriler ışığında, ParkPalet Kurucu Ortağı ve CEO’su Alp Çiçekdağı, yapay zekanın e-ticaret lojistiği ve depolama gibi fulfillment servislerinde şirketlere nasıl stratejik avantajlar sağlayabileceğini vurguluyor. Başarı için teknoloji entegrasyonunun kaçınılmaz olduğu bu dönemde, ParkPalet yapay zekanın sunduğu fırsatları değerlendirme konusunda öncü olmayı hedefliyor.

E-ticaret lojistik hizmetlerinde sıkça kullanılan “fulfillment”, müşterinin siparişinin alındığı andan teslim edildiği ana kadarki süreçte gerçekleşen tüm işlemleri kapsayan bir hizmet alanıdır. E-ticaret satıcısı için bu işlerle ilgilenmek büyük bir iş yükü olduğu için bu süreçler birtakım şirketler aracılığı ile gerçekleştirilir.

Gelecekte Yapay Zeka (AI), e-ticaret lojistiği ve depolama sektörüne önemli faydalar sağlayacak. Bu teknoloji, veri analizi ve otomasyon kapasitesi sayesinde, şirketlere hızlı ve doğru sipariş işleme, envanter yönetimi, operasyonel verimlilik ve maliyet tasarrufu gibi alanlarda rekabet avantajı sunacak. AI, envanter seviyelerini gerçek zamanlı olarak tahmin edebilir, sipariş işlemlerini otomatize edebilir ve hatta bakım ihtiyaçlarını proaktif bir şekilde belirleyebilir.

Yapay zekanın hayatımızın her alanına giderek daha fazla entegre olduğu bir dönemde, ParkPalet’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Alp Çiçekdağı, bu teknolojinin lojistik ve depolama sektöründe nasıl bir etki yaratacağına dair değerli perspektifler sunuyor. Çiçekdağı, yapay zeka kullanımının e-ticaret lojistiği ve depolama, yani ‘fulfillment’ sektöründe getireceği 5 kritik avantajı detaylandırıyor.

Fulfillment merkezlerinde AI kullanımının 5 yolu:

1. Dinamik envanter yönetimi

Yapay zeka teknolojisi, gerçek zamanlı envanter takibi ve analizi ile lojistik sektörünü dönüştürüyor. Bu sayede, depo maliyetleri düşürülürken, müşterilere daha hızlı ve etkin bir şekilde ürün teslim edilebiliyor.

2.Esnek sipariş işleme stratejileri

E-ticaret sektörü büyüdükçe, hızlı ve esnek sipariş işleme çözümlerine olan ihtiyaç da artıyor. Yapay zeka, bu esnekliği sağlayacak hibrit sipariş işleme stratejilerini etkin bir şekilde uygulamamıza olanak tanır.

3.Operasyonel verimliliğin maksimuma çıkarılması

Makine öğrenimi ve yapay zeka, sipariş işleme hızını artırırken, depo içindeki işlemleri de optimize edebilir. Bu hem rekabet avantajı sağlar hem de müşteri memnuniyetini artırır.

4.Proaktif bakım yönetimi

Yapay zeka destekli kestirimci bakım yöntemleri, ekipman arızalarını öngörerek iş sürekliliğini ve müşteri memnuniyetini korumamıza yardımcı olabilir.

5.İşgücü ve otomasyon entegrasyonu

Teknoloji ve insan kaynakları arasındaki sinerji, iş süreçlerini hızlandırır ve işgücüne daha yaratıcı ve stratejik görevler için alan açar. Özellikle depo otomasyonunda yapay zeka, işgücünü stratejik görevlere yönlendirerek verimliliği artırabilir.

Sonuç olarak, yapay zeka ve diğer yeni nesil teknolojilerin, depolama ve fulfillment sektöründe büyük potansiyel taşıdığını belirten Alp Çiçekdağı, “Biz de ParkPalet olarak, bu teknolojilere açık bir şekilde yaklaşarak operasyonlarımızı iyileştirmek ve rekabet avantajı elde etmek için ilerleyen dönemlerde kesinlikle bu fırsatları değerlendireceğiz.

Gelecekte daha fazla inovasyon ve verimlilik ile müşterilerimize daha iyi hizmet sunmayı hedefliyoruz” diyor.

9 ülkede yer alan 300’e yakın depo ile hizmet sunuyor

Uluslararası dijital lojistik platformu Navlungo, kuruluşunun ikinci yılında ParkPalet’i bünyesine katarken, kargolamaya ek olarak müşterilerinin tüm lojistik ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlamıştı. ParkPalet; İngiltere, Almanya, ABD, Çekya, Polonya, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri gibi 9 farklı ülkede bulunan 300’e yakın deposu ile dinamik depolama ve fulfillment hizmet sunuyor. Bu sayede Navlungo müşterileri büyüyen operasyonları için hem farklı ülkelerde stok bulundurabiliyor hem de depolama ve fulfillment hizmetleri ile işlerini geliştirebiliyor.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Siemens Türkiye Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nın üretim kapasitesi %60 arttı

Published

on

Siemens Türkiye Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası

Gelecek için bugünü dönüştüren Siemens Türkiye önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. Şirket, 2 yıl süren çalışmaların ardından Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nın üretim kapasitesini %60 oranında artırarak büyük bir başarıya imza attı.

Siemens Türkiye, 167 yıllık tecrübesiyle yenilikçi, verimli, enerji tasarruflu çözümler sunmaya ve gelecek için bugünün dönüşümüne hız kazandırmaya devam ediyor. Siemens Türkiye, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan 150 bin metrekarelik alana sahip Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nda 2 yılı aşkın süredir sürdürdüğü çalışmalar sonucunda süreç iyileştirmeleri ve layout tasarım değişimi ile herhangi bir ek metrekareye ihtiyaç duymadan üretim kapasitesini %60 oranında yukarı taşıyarak büyük bir başarıya imza attı. Proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nda lojistik faaliyetleri %70 oranında azalırken, depo kapasitesi %32 oranında genişletildi ve %30 verimlilik artışı sağlandı.

“Bu yatırım ve ek istihdam 167 yıldır bu topraklarda teknoloji üreten Siemens’in Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesi”

Projenin tamamlanmasının ardından düzenlenen açılış töreni, Siemens AG Akıllı Altyapılar Grubu Elektrifikasyon ve Otomasyon CEO’su Stephan May, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CFO’su Thomas Kolbinger’in katılımı ile gerçekleştirildi. Törende konuşan Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrika Genel Müdürü Veli Turgut projeyi 2 yıllık bir çalışma sonucunda fabrikada üretimi durdurmadan hayata geçirdiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikamızda süreç iyileştirmeleri, layout tasarımı ile herhangi bir metrekare artışı yapmadan %60 kapasite artırımı sağlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. %60 kapasite artırımı fabrikamızda ek istihdam da sağladı. Bu yatırım ve ek istihdam 167 yıldır bu topraklarda teknoloji üreten Siemens’in Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesidir. Projeyi devreye aldığımız süreç boyunca çalışma arkadaşlarımızın titiz çalışmaları sonucunda hiçbir iş kazası yaşanmadı ayrıca üretimi de hiç durdurmadık. Bu da ne kadar doğru süreçlerle ilerlediğimizi ortaya koyuyor.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da fabrikamızda üreteceğimiz teknolojilerle ve yeni yatırımlarımızla ülkemizin sürdürülebilir büyümesine, istihdamına ve kalkınmasına katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Fabrikamızın sürdürülebilirlik hedefleri arasında 2030 yılına kadar kullandığımız enerjiyi %10 azaltma da yer alıyor. Ayrıca ihtiyaç duyduğumuz enerjinin %10’unu ise kampüsümüz içerisinde yer alan güneş panellerinden sağlıyoruz. Tüm bu çalışmalarla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz.”

Continue Reading

Genel

Bonfiglioli ortaklığından doğan çözüm, malzeme taşıma operasyonlarında devrim yaratıyor

Published

on

Bastian Solutions Bonfiglioli 1

Günümüzün sürekli gelişen endüstriyel ortamında malzeme taşıma süreçlerini optimize etmek, verimlilik kazanımları arayan işletmeler için çok önemli bir hale geliyor. Tesis içi malzeme taşıma verimliliğini artırma zorluğuyla karşı karşıya olan şirketler, otonom yönlendirmeli forklift geliştirmeye başlıyor. Redüktör üretiminin önde gelen markası Bonfiglioli ile akıllı malzeme taşıma sistemleri tedarikçisi Bastian Solutions, bu zorluğun üstesinden gelmek için başarılı bir ortaklığa imza atıyor.

İş gücü açığının otonomiyle çözülmesi

Malzeme taşıma operasyonlarını önemli ölçüde etkileyen forklift operatörü eksikliği, üreticiler için ortak bir engel oluşturuyor. Verimliliği artırmak için şirketlerin iş gücü eksikliklerini çözmelerine yardımcı olacak bir otonom yönlendirmeli forklift çözümü sunmak üzere yola çıkan Bastian Solutions, malzeme taşıma faaliyetlerini esnek bir şekilde destekleyebilen ve aynı zamanda karlılığı artıran otonom bir araç tasarlamayı amaçlıyor. Güçlü ve güvenilir bir sürücüsüz forklift oluşturmak için tahrik sistemi konusunda güvenilir bir tedarikçi bulması çok önemli olan Bastian Solutions, bu zorluğun üstesinden Bonfiglioli ile geliyor. Bonfiglioli, Bastian Solutions için 1. sınıf malzeme taşıma araçları için entegre yüksek performanslı elektrik motorları ve düşük bakım gerektiren frenleme sistemlerine sahip yüksek verimli, düşük gürültülü planet akslar ve tahrikler tedarik ediyor. Tipik uygulamalar, 3 ve 4 tekerlekli denge ağırlıklı forkliftler ve yer destek ekipmanlarını içeriyor.

Malzeme taşıma operasyonlarında devrim

Bonfiglioli ve Bastian Solutions arasındaki iş birliği, yenilikçi bir otonom yönlendirmeli forklift çözümünün geliştirilmesiyle sonuçlanıyor. Bonfiglioli’nin çok yönlü redüktörlerini kullanan ve sektör uzmanlığından yararlanan bu başarılı ortaklık, malzeme taşıma operasyonlarında devrim yaratıyor. İş gücü zorluklarının üstesinden gelerek operasyonel verimliliği artıran otonom forklift, işletmelere umut verici bir gelecek sunuyor. Bu gelişmeler sayesinde şirketler iş gücü bağımlılıklarını azaltıyor, üretkenliği artırıyor.

Elektrikli güç aktarma sistemlerini fabrikada tamamen test eden Bonfiglioli, düşük enerji tüketimini garanti ederek; daha uzun batarya çalışma süreleri, daha uzun bakım aralıkları ve daha düşük sahip olma maliyeti sunuyor.

Bu dönüşüm malzeme taşıma alanını yeniden şekillendiriyor. Bonfiglioli‘nin güvenilir redüktör çözümleri sunma konusundaki sarsılmaz kararlılığı, redüktör endüstrisindeki lider konumunu sağlamlaştırıyor, malzeme taşıma teknolojisinde ilerleme sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Aerosint SA’yı satın alan Schaeffler, katmanlı üretim teknolojilerindeki konumunu güçlendiriyor

Published

on

Aerosint SA Schaeffler 1

Küresel hareket teknolojisi lideri Schaeffler, yenilikçi 3D baskı sistemlerinin önde gelen ABD’li üreticisi Desktop Metal’den Belçikalı startup Aerosint SA’yı satın alarak katmanlı üretim teknolojilerindeki bilgi birikimini güçlendiriyor. Adı “Schaeffler Aerosint SA” olarak değiştirilecek olan girişimin, Schaeffler Special Machinery için ek bir konum olarak Schaeffler Grubu’na entegre edilmesi planlanıyor. Karmaşık geometrilere sahip bileşenlerin üretilmesi söz konusu olduğunda geleneksel üretim süreçlerinden daha basit olan ve endüstri 4.0’ın önemli bir destekçisi olan katmanlı üretim; aynı zamanda daha az malzeme tüketimi, üretimde daha fazla enerji verimliliği ve daha çevre dostu malzeme seçenekleri gibi bir dizi sürdürülebilirlik avantajları da sunuyor.

Satın almayla ilgili konuşan Schaeffler AG Operasyon Direktörü Andreas Schick, “Schaeffler Aerosint SA, eşzamanlı metalik çoklu malzeme baskısı için ilk endüstriyel çözümü sunuyor. Bu uzmanlık, yüksek düzeyde sanayileşme yetkinliğimiz ve yenilikçi üretim teknolojilerindeki onlarca yıllık bilgi birikimimizle birleştiğinde, bize belirleyici bir pazar avantajı sağlayacaktır. Bu satın alma, endüstri 4.0 alanında metal bazlı katmanlı üretim süreçlerinin endüstriyel kullanımında önemli bir kilometre taşıdır” açıklamasında bulunuyor.

Aerosint SA Schaeffler 2

Yeni malzeme kombinasyonları için yenilikçi toz kaplama teknolojisi Toz Bazlı Lazer Füzyon (L-PBF); aletler, prototipler veya küçük seri üretim çalışmaları gibi uygulamalar için bileşen üretmenin daha yenilikçi, verimli ve sürdürülebilir bir yolunu oluşturuyor. Aerosint’in patentli Seçici Toz Biriktirme (SPD) teknolojisi, birden fazla bitişik malzeme birikintisinden oluşan homojen katmanlar oluşturmayı mümkün kılıyor. Biriktirme seçici olduğundan, doğru malzemelerin gerekli miktarları gerekli yerlerde biriktiriliyor. Çoklu malzeme tozları ayrı tutuluyor ve ‘yeniden kaplayıcılar’ olarak bilinen araçlar tarafından biriktiriliyor. Bunlar normal ofis yazıcılarındaki taşıyıcılar gibi çalışıyor ve 300 μm’ye kadar yanal toz piksel çözünürlüklerinde 3D bileşenleri yazdırıyor. Halihazırda piyasada bulunan bu SPD teknolojisi, lazer toz yatağı füzyonu ve bağlayıcı püskürtme gibi eklemeli üretim süreçlerinin yanı sıra, dolaylı süreçlerle de kullanılabiliyor. Schaeffler Special Machinery, bu teknolojiyi 2024 yılından itibaren kullanıma sunulacak olan çok malzemeli 3D baskı sistemine dahil etmeyi planlıyor. Schaeffler Special Machinery Kıdemli Başkan Yardımcısı Bernd Wollenick, “Schaeffler Special Machinery geleceğin bu önemli teknolojisini entegre ederek, üretim mükemmelliği için bir ortak olarak, müşterilerine özellikle imalat ve tıbbi teknoloji sektörleri için daha çeşitli bir sistem portföyü sunabilecek” diyor.

Aerosint teknolojisinin lazer sistemleriyle daha yakın bir yol haritasına sahip olduğunu ve Schaeffler’in teknolojiden hemen yararlanabileceğini söyleyen Desktop Metal CEO’su Ric Fulop, “Schaeffler ile SPD teknolojisini lazer tabanlı sistemlerle ticarileştirmek için yüksek düzeyde teknoloji uzmanlığına ve net bir yol haritasına sahip uluslararası bir ortağımız var. Gelecekte bu teknolojinin Desktop Metal bağlayıcı püskürtme sistemlerinde kullanılmasına yönelik çeşitli olasılıklar üzerinde iş birliği yapmaya devam edeceğiz” diye konuşuyor. Ayrıca Schaeffler ve Desktop Metal, aletsiz üretim teknolojileri alanı da dahil olmak üzere çok malzemeli çözümlerde iş birliklerine devam ediyor.

Continue Reading

Konular

Trendler