Connect with us

Redüktörlü Tahrikler

PMRVPLUS / PRVPLUS Serisi

Yayın Tarihi

on

Düşük momentlerin, düzenli yüklerin söz konusu olduğu tahrik sistemleri için sunulan sonsuz dişlili tahrik sistemleri, sessiz çalışmalarının yanı sıra, hafif, yüksek mukavemetli modern tasarımlı gövdeleriyle ön plana çıkıyor.

PMRVPlus / PRVPlus Serisi’nin özellikleri:

• Giriş ve çıkış eksen arası 90° olan sonsuz dişlili redüktörlerdir.

• Tek gövde ile ayaktan ve flanştan bağlanabilirlik mevcuttur.

• Gövde rijit bir yapıya sahiptir ve ısı transferine uygundur.

• Sistem mukavemet hesaplamaları, ISO, DIN ve NIEMANN standartlarına uygun olarak yapılmaktadır.

• Farklı giriş opsiyonları sunulabilmektedir (PAM B5, PAM B14, …).

• Farklı çıkış opsiyonları sunulabilmektedir (Mil çıkışlı, Delik milli, …).

• Farklı bağlantı aksesuarları sunulabilmektedir (B5 flanşlı, B14 flanşlı, Tork kollu, …).

• Sonsuz vidalar 16MnCr5 sementasyon çeliği, çarklar CuSn12Ni-C bronz malzemesinden imal edilmektedir.

• Gövdeler, 105 gövde büyüklüğüne kadar ADC-12 alüminyum enjeksiyon, 110 gövde ve sonrasında ise pik (GG 20-25) döküm kullanılmaktadır.

• Yüksek kalitede rulman ve sızdırmazlık elemanları kullanılmaktadır.

• Müşterinin özel talepleri karşılanabilmektedir.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku
Advertisement
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Redüktörlü Tahrikler

İ-Mak 50. yılını Hannover’de kutladı

Yayın Tarihi

on

İ-Mak, başarılarla dolu kuruluşunun 50. yılını, dünyanın en büyük endüstriyel fuarı Hannover Messe’de kutladı.

Dünyanın en büyük endüstriyel fuarlarından biri olarak Almanya’da düzenlenen Hannover Messe, binlerce şirketin katılımına sahne oldu. 17-21 Nisan tarihleri arasında düzenlenerek 4.000’den fazla katılımcının yer aldığı fuarda, geçmişte olduğu gibi otomasyon, yenilenebilir enerji, robotik ve e-mobilite alanında güncel inovasyonlar sahne aldı. 

1973 yılında kurulan, yarım asırlık tecrübesi, güçlü mühendislik ve teknik kadrosuyla güç aktarım sektörünün uluslararası sayılı firmaları arasında yer alan İ-Mak Redüktör, kuruluşunun 50. yılını bu fuarda kutladı. Bu özel kutlama için 50’den fazla ülkede yer alan uluslararası bayilerini ve önemli partnerlerini fuara davet eden ve fuarı onlarla birlikte geçiren İ-Mak Redüktör, Hannover Messe’de 50. yılını kutlamanın yanı sıra, yeni ürünleri, opsiyonları ve MA-MK Serisi’nin yeni redüktörlerini tanıttı

1.000.000’dan fazla ürün çeşitliliğiyle küresel ölçekte en geniş ürün yelpazesine sahip şirketlerden biri konumunda olan İ-Mak Redüktör, 50’den fazla ülkede bulunan bayi, şube ve acenteleriyle çok sayıda endüstri alanında hizmet veriyor. 

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Redüktörlü Tahrikler

Redüktörlerde reaktif ve proaktif bakım yaklaşımı

Yayın Tarihi

on

Bir işletmenin sahip olduğu ekipmanların ve makinelerin düzenli olarak bakımı, işletmenin üretkenliğini ve verimliliğini artırır. Üretim süreçlerinde kullanılan makineler ve ekipmanlar zamanla yıpranır ve aşınır. Bu nedenle düzenli bakım çalışmaları yapılmadığında, makine ve ekipmanların arızalanma olasılığı artar.

Arıza durumunda yapılan bakım çalışmaları, reaktif bakım olarak adlandırılır. Bu bakım modeli, çalışan makineyi durdurma ve arıza giderilene kadar bekletme gibi fikirlerin uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Reaktif bakım modeli, literatürde genellikle plansız bakım faaliyetleri olarak yer alır. Çünkü bakım çalışmaları, arıza durumunda yapılır ve planlama yapılmadan gerçekleştirilir. Bu nedenle, reaktif bakım modeli yüksek maliyet ve risk barındırır. Çünkü arızanın giderilmesi için makineyi durdurmak ve iş sürecini duraklatmak zorunda kalınır. Bu durumda, üretim sürecinde zaman kaybı yaşanır ve maliyetler artar. Reaktif bakım modeli, özellikle üretim süreçlerindeki önemli ekipmanların arızalanması durumunda uygulanır. Ancak bu modelin dezavantajları nedeniyle, günümüzde proaktif bakım yaklaşımı tercih edilmektedir. 

Proaktif bakım yönetimi işletme performansı için son derece kritiktir. Bakım kültürü, periyodik bakım, kestirimci bakım, önleyici bakım gibi bakım faaliyetlerini içerir. Bu bakım faaliyetlerinin hepsi, takip edilmiş, izlenmiş, belirli periyotlarla yapılmış bakım faaliyetlerini içerir. Bir işletme proaktif bakımı benimsediğinde, makine ve ekipmanlarına daha iyi bakım yapılması için sürekli olarak çalışmalar yapar. Proaktif bakım, önleyici ve kestirimci bakım faaliyetleri sayesinde işletme makinelerinin ömrünü ve verimini artırır. Bakım kültüründeki izlenebilirlik sayesinde, arıza önden tespit edilir ve sorun çıkarabilecek makine parçaları tespit edilir. Bu sayede finansman ve stok maliyetleri de azaltılır. İş gücünün verimli ve düşük kapasitede kullanımı sağlanır ve düşük süreli arıza müdahaleleri yaşanır. Proaktif bakım oranı idealde %80, reaktif bakım oranı ise %20 olarak kabul edilir. Proaktif bakım çalışmalarının içeriğinde yer alan önleyici, kestirimci ve periyodik bakımların üzerine yapılabilecek çalışmalar bir iş havuzunda toplanmalıdır. Toplanan bu işler bir planlama ile periyodik bakım zamanlarında işleme alınmalıdır. Bu şekilde bakım faaliyetleri daha etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Proaktif bakım çalışmalarının ortalama dağılımı ise şu şekildedir: 

            Kestirimci bakım ile tespit edilen bakım çalışmalarının oranı %35, 

            Kestirimci bakım oranı %15, 

            Önleyici bakım ile tespit edilen bakım çalışmalarının oranı %15, 

            Önleyici ve periyodik bakımların oranı %15’tir.

Kestirimci bakım çalışmaları, makine arızalarının önceden tespit edilmesine olanak tanır. Bu sayede, arıza oluşmadan önce önlem alınabilir ve daha ciddi sorunların önüne geçilebilir. Kestirimci bakım çalışmaları, işletmenin bakım bütçesine katkıda bulunur. Çünkü bu çalışmalar sayesinde, gereksiz bakım faaliyetleri önlenebilir ve bakım bütçesi daha etkili bir şekilde yönetilebilir. Önleyici bakım çalışmaları da proaktif bakım faaliyetleri arasında yer alır. Bu tür bakım çalışmaları, makine ve ekipmanların ömrünü artırır ve arıza riskini azaltır. Önleyici bakım, makinelerin düzenli olarak bakımının yapılmasını sağlar ve bu sayede makine arızaları önlenebilir. Bu tür bakım çalışmaları sayesinde işletmenin maliyetleri de düşürülür.

Güç aktarım organları özelinde düşünüldüğünde; redüktör ve buna bağlı dişliler motor, hidrolik ve pnömatik parçalarıyla beraber düşünüldüğünde iş makinelerinin en hareketli parçalarıdır. Redüktörlerin ömrünün uzun olması için 3 temel noktaya dikkat edilmesi gereklidir:

1- Redüktörlerde montaj: Redüktörler ürüne veya ürünün uygulama yerine uygun seçilir. Montaj esnasında eğer üreticinin nezareti söz konusu değilse sipariş aşamasında redüktürün hangi montaj pozisyonunda kullanılacağı bilgisi verildiyse, kurulumun o şartlara uygun yapılması çok önemlidir. Buna bağlı olarak ürün üzerindeki kör tapaların ve havalandırma tapasının üretici talimatına uygun yerleştirilmesi kritik önemlidir. 

2- Redüktörlerde arıza tespiti: Reaktif bakımın bir uzantısı olarak ürünün çalışması operatör dahil ilgili personel tarafından takip edilmelidir. Özellikle ses (gürültü, uğultu vb.), balans (titreşim) veya yağ kaçağı gibi işitsel ve görsel olarak redüktörün ilk günlerdeki performansından farklı algılanan detayların ilgili birimlere raporlanması önemlidir. 

3- Redüktörlerde bakım takvimi: Periyodik yağlamanın, üretici tarafından özel bir şart koşulmamışsa en geç iki yılda bir yapılması tavsiye edilir. Redüktör gövdesindeki yağın ünite çalışmadığı bir zaman diliminde (tercihen bakım takviminde) ürün etiketindeki yağa uygun cins ve miktarda yağ ile değiştirilmesi gereklidir.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Redüktörlü Tahrikler

İntralojistik için güçlü tahrik teknolojisine sahip ABM Greiffenberger ile anında 0’dan 100’e

Yayın Tarihi

on

Bir sistem sağlayıcısı olarak, sabit ve mobil intralojistik uygulamaları için tahrik sistemleri geliştiren ve üreten ABM Greiffenberger, talep üzerine müşterilerinin maliyetlerini düşürmelerini sağlayan özel çözümler de sunabiliyor ve konveyör sistemleri ile ağır yükleri yüksek ivmelenme ile durağan halden hareketli hale geçirebiliyor. Firmanın bu kabiliyeti, ABM’nin müşterileriyle olan yakın iş birliği ve ortaklığı sayesinde mümkün oluyor. Peki, ulusal ve uluslararası üretim sahalarında makine ve fabrika mühendisliği alanında ve çok çeşitli aplikasyonlara yönelik yıllık ortalama 330.000 adet ürün imalatı yapan ABM Greiffenberger’in, özel olarak hazırlanmış sistem çözümlerini karakterize eden nedir?

“İntralojistik çözüm üreticilerinin tahrik sistemleri için ne gibi gereksinimleri var?” sorusunu yanıtlayan ABM Greiffenberger Ar-Ge Departman Yöneticisi Ralf Fickentscher, “Her zaman bulunabilir ve sorunsuz çalışan yüksek verimli çözümler istiyorlar” diye cevaplıyor. Şirket, müşterilerin maliyetleri düşürmelerine ve böylece hızlı bir yatırım getirisinden kar elde etmelerine yardımcı olan tahrik çözümleri için tek durak noktası olma niteliği taşıyor. Ralf Fickentscher’ın meslektaşı olan ABM Takım Lideri ve İnverterlör Ürün Müdürü Stephan Thoma, “Motorlarımız, özellikle sistemlerin öncelikli olarak çalıştığı kısmi yük işletim aralığında son derece verimlidir” diyor. Bir elektrik motorunun kısmi yük çalışma aralığında çok hassas ve verimli bir şekilde çalışabilmesi, yüksek toplam enerji verimliliğinin ana nedenlerinden biridir. Örneğin Sinochron motor, sensörler olmadan da çalıştırılabilen ve yüksek başlangıç torkuna sahiptir. Bu, özellikle intralojistik uygulamalarda önemlidir; çünkü konveyör sistemleri genellikle ağır yükleri durağan halden kısa bir süre içinde hareket ettirebilmelidir: 1:200 hız kontrol aralığı ile Sinochron Serisi, sabit yükleri hareket ettirmek için tam başlangıç torkunu hemen uygulayabilir ve neredeyse 0’dan 100’e kalkış yapar.

Güçlü ve kompakt

Sinochron Serisi, özel tasarımları sayesinde sensörsüz çalışma için mükemmel olan sürekli mıknatıslı senkron motorlardır. Stephan Thoma, seriyi “Çok dinamikler” diye açıklıyor. Endüksiyon motorundan yaklaşık iki kat daha yüksek kısa süreli aşırı yük kapasitesine sahip bu motor çözümüyle ilgili bilgiler veren Ralf Fickentscher, “Ayrıca, IEC 63 gövde en küçük kasa bile 4,5 Nm’lik nominal torklara ulaşabilir ve aşırı yük kapasitesini neredeyse iki katına çıkarabilir. Motor bu yüksek güç yoğunluğunu sağladığı için çözümlerimizi daha kompakt hale getirebiliriz. Sonuç olarak, kullanıcı genellikle daha küçük bir motor seçebilir ve böylece kurulum alanını ve enerji tüketimini azaltabilir” açıklamasında bulunuyor.

Benzer rakip çözümlerin aksine, motor sadece 24 V yerine 400 V ile de çalıştırılabilir. Bu, proje planlamasını çok daha kolaylaştırır çünkü birden fazla sürücü tek bir güç kaynağından çalıştırılabilir ve papatyaya zinciri prensibine göre seri olarak bağlanabilir, bunun için sadece bir güç kaynağı gereklidir. Ayrıca, sürücüler iletişim için bir veri yolu sistemi (bus sistemi) üzerinden ağa bağlanır ve bu nedenle merkezi bir noktadan kontrol edilebilir.

Sensörsüz hız kontrolü ile kontrol sistemi, belirli bir zamanda rotor hızını ve rotor açısını elektriksel enstrümanlar yardımıyla hesaplar. Bu bilgi ile tork üretimi için gerekli akımlar tam olarak motora verilir. Thoma, “Pahalı bir enkoder sistemi kullanmak zorunda kalmadan bununla çok iyi kontrol özellikleri elde ediyoruz” diyor. Fickentscher ise, “Sürücü herhangi bir sensör gerektirmediği için aynı zamanda sağlamdır. Neredeyse ünlü tavşan gibi devam ediyor, gidiyor ve gidiyor” diye konuşuyor. Bu sayede kullanıcılar, önemli ölçüde azaltılmış bakım maliyetleri ve yüksek sistem kullanılabilirliğine sahip olurlar. Sürücüler ayrıca 50.000 saate kadar hizmet ömrüne sahiptir.

Modüler tasarımdan bireysel çözümler

ABM Greiffenberger, özel sürücü çözümleriyle kullanıcıların bireysel ihtiyaçlarını da karşılayabiliyor. Peki, ne ölçüde? Thoma, “Bu, gereksinimlere bağlıdır. Akıllı modüler tasarımımızla her uygulama için doğru çözümü bulabiliriz” diyor. Doksan derece açılı, helisel ve paralel milli dişli kutuları gibi çeşitli dişli kutuları tasarımları da mevcuttur ve ABM tarafından ilgili motorların performans değerlerine göre geliştirilmekte, üretilmekte ve motorlara akuple edilmektedir. Modüler tasarımı sayesinde sürücüler, standart bileşenlerle sistem üreticisinin özel gereksinimlerini de karşılayabilir. Bu, kaliteyi olumlu etkiler çünkü sadece kanıtlanmış modüller kullanılır.

Bu modüler tasarımla sistem sağlayıcı, olası varyantların sayısını da azaltır. Thoma, “Bununla karmaşıklığı kontrol ediyoruz” diyor. Sistem üreticisi ayrıca devreye almayı kolaylaştıran farklı mekanik arayüzler arasından seçim yapabilir. Aynı motor serisi genellikle çeşitli görevler için kullanılabildiğinden, sürücü varyantları da azaltılabilir. Yüksek yükler için daha düşük hızlarda daha yüksek torklar gerekiyorsa, motor basitçe bir dişli kutusu ile birleştirilebilir. Kurulumu basitleştirmek için çeşitli mekanik ve elektrik arayüzleri mevcuttur. Birçok bağlantı tak ve çalıştır bağlantıları olarak gerçekleştirilir. Bu, sistem kullanılabilirliğini artırır. Fickentscher, “Ancak, müşteri isterse tamamen yeni bir çözüm de tasarlayabiliriz” diye ekliyor. Özel çözümle, sürücü tam olarak kullanıcı gereksinimlerine göre uyarlandığından, kullanıcı maksimum katma değeri ve maliyetlerinde önemli kalıcı bir azalma elde eder.

Koli konveyör teknolojisinde Sinochron

ABM çözümlerini diğer şeylerin yanı sıra, genellikle birkaç kilometreden fazla, farklı ağırlıktaki kolileri taşıyan makaralı konveyörler için uygun kılan özellikleri; yıpranmayan doğrudan tahrik, dişlisiz, frensiz, enerji verimli ve yüksek kullanılabilirlik oluşturuyor. Firmanın motorları yüksek verimlilik ve güç yoğunlukları sunuyor. Ayrıca kompakt tasarımları sayesinde dar alanlar için ideal bir yapıda. Sinochron tahrikleri ile konveyör sistemlerindeki silindirler, 180 kilograma kadar olan yükleri taşıyabilir ve bunları hareketsiz halden hızlandırabilir. Thoma, “Yükü başlatmak için yüksek bir tork gerekir ve ardından sürücüler zamanın yaklaşık yüzde 90’ında kısmi yük çalışma aralığıyla çalışır” diye konuşuyor. Tipik hareket hızlarını ise 0,3 ila 1,5 m/s oluşturuyor.

Sensörsüz sürücünün yüksek enerji verimliliği, özellikle kısmi yük bölgesinde, maliyetleri önemli ölçüde düşürür ve hızlı bir ilk yatırım geri getirisi sağlar.

Sensörsüz sürücünün yüksek enerji verimliliği, özellikle kısmi yük bölgesinde, maliyetleri önemli ölçüde düşürür ve hızlı bir ilk yatırım geri getirisi sağlar.

Dişli kutusuz motorlar yağ veya yağlayıcı gerektirmediğinden gıda endüstrisinde de kullanılabilirler. Sinochron sürücünün bir diğer avantajı, derin donduruculu depolama tesislerinde kullanıma uygunluğudur: Seri, -30 °C ila +60 °C sıcaklık aralığında kullanılabilir. Thoma, “Bunun aksine, tamburlu motorlar yalnızca 0 °C’ye kadar uygundur” diyor.

ABM’nin bu tahrik çözümüne güvenen bir kullanıcı, Upper Palatinate’deki Parkstein’dan Witron Logistik + Informatik GmbH’dir. İntralojistik konusunda genel yüklenici, otomatik lojistik ve malzeme akış sistemlerini planlar, gerçekleştirir ve işletir. Şirket, lojistik planlama, bilgi ve kontrol teknolojisi, mekanik tasarım ve üretim ve operasyonel sorumluluk konusunda hizmet verir. Bunlara bir proje için tüm servis ve bakım görevleri eklenir. ABM Sinochron motorları, şu anda birkaç kilometre konveyörlü bir Alman marketler zinciri projesinde yer alan Witron lojistik sistemlerine dünya çapında entegre edilmiştir. Özellikle ABM ile olan iş birliğinden çok etkilendiğini ve en başından beri iyi bir ortaklık olduğunu, er zaman yüksek kaliteli ve güvenilir bileşenler aldıklarını dile getiren Witron Kontrol Teknolojisi Geliştirme Müdürü Josef Uschold, “Bu çözümlerle kurulum alanını ve enerji tüketimini azaltabiliyoruz” diyor. 

Doksan derece dişli kutusuna sahip motorlar ayrıca endüstriyel şirketlerin lojistik sistemlerinde taşıma ünitelerini güvenilir ve verimli bir şekilde tahrik eder.

Çok yüksek yükler için de uygundur

Paletli konveyörde olduğu gibi, tahriklerin çok daha yüksek yükleri taşıması gerekiyorsa ne olur? Fickentscher, “Ardından motora mevcut bir dişli kutusu takıyoruz” diye açıklıyor. Kullanıcı daha sonra 1.200 kg’a kadar yükleri kaldırabilir ve kompakt tasarım, geniş bir hız kontrol aralığında maksimum tork veya çok sayıda montaj ve entegrasyon seçeneği gibi Sinochron motorlarının avantajlarından yararlanmaya devam edebilir.

Thoma, “Kompakt paralel milli redüktörümüz FGA bir konveyör sisteminde kullanılıyorsa, örneğin motor miline paralel olarak monte edilebilir. Bu, U tasarımını ve dolayısıyla motor tarafında bir çıkış milini mümkün kılıyor, bu da çözümü daha da kompakt hale getiriyor” diyor. Eksenel çıkış miline sahip bir helisel dişli kutusu için motor şaftı ve çıkış şaftı, gerekirse koaksiyel olarak konfigüre edilebilir. Örneğin doksan derece çıkışlı bir dişli kutusu, yerden tasarruf etmek için olarak monte edilebilir. Talepleri yerine getirmek için müşterileriyle her zaman yakın iş birliği yaptıklarını söyleyen Fickentscher, “Dişli kutusunun daha yüksek dış radyal kuvvetlerin emilmesini sağlamak için çıkış mili montajını flanşın içine doğru çektik” diyor. Bu, örneğin ön gerdirmeli kayış tahrikleri veya dış dişli çarklar için büyük bir avantajdır; çünkü aralarındaki mesafe kuvvet uygulama noktası ve yatak büyük ölçüde azalır. ABM dişli kutuları ayrıca ek sistem avantajları sağlamak için genişletilebilir. Esnek kurulum ve uygulamadaki ek görevlerin ek varsayımı sayesinde sistem avantajları ortaya çıkar: Örneğin, sadece bir yüksek verimli motorla birkaç hareket gerçekleştirilebilir. Bu, para tasarrufu sağlar ve devreye almayı hızlandırır.

Gereksinimler karşılandı

Thoma, “Çözümlerimizle her zaman kullanıcılarımızın gereksinimlerini karşılıyoruz” diyor. Modifiye edilmiş modüler çözümler sayesinde müşteri, hızlı kullanılabilirlikten faydalanır. Mühendislik ortağı ve sağlayıcı, otomatik yönlendirmeli araçlarda, konveyörlü, kaldırma tertibatlı ve forkliftli otomatik lojistik sistemlerinde veya soğuk depolama tesislerinde verimli tahrik çözümleriyle üreticileri destekler. ABM Greiffenberger her şeyi tek bir kaynaktan sunar. Ralf Fickentscher, “Bu tahrik çözümlerinin 500.000’den fazlası dünya çapındaki şirketlerde başarıyla kullanılıyor” diye vurguluyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Konular

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com