Connect with us

Mühendislik Hizmetleri

Doğru bilinen yanlışlar-5: Mühendislik ve proje hizmetleri

Published

on

Birkaç soru ile başlayalım.

Mühendis ve mühendislik nedir?

Mühendis, Latince INGENUITY, İngilizce ENGINEER kelimesi ile çalışma hayatımıza girmiştir. Arapçada geometri anlamına gelen hendese kelimesinden dilimize türetilmiştir. Türkçe karşılığı yaratmak (maddesel olarak) olarak çevrilebilir. TDK’ya (Türk Dil Kurumu) göre ise mühendis, insanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı; çeşitli yapılar yol, köprü, bina, peyzaj, çevre gibi şehircilik ve imar dışı alanların ilkeleri, bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, gemi, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimsedir. Modern anlamda mühendis, bilim insanlarının ürettiği teorik bilgiyi tekniker ve teknisyenlerin uygulayabileceği pratik bilgiye dönüştüren kişidir.

Arşimet

Mühendislik ise, deneyim-uygulama yoluyla, fen ve matematik bilimlerine ilişkin edinilen bilgilerin, doğanın sunduğu malzeme ve enerjilerin insanlığın yararına ekonomik bir şekilde kullanılması için yöntemler geliştirmek üzere değerlendirmeler yapılabilmesini ve uygulamaya geçilmesini sağlayan meslektir.

Mekanik ve Sibernetik Bilimin babası El-Cezeri

Mühendislik ve proje hizmetleri 3 boyutlu programın varsa (lisanslı/lisansız fark etmez) tek kişi ile yapılabilen “one-man show” olarak görülen bir sektör halini aldı. Özellikle inşaat disiplini bu konuda başı çekiyor. Tüm meslekler adına ne kadar acı.

Leonardo da Vinci

Çelik konstrüksiyon mühendislik ve proje hizmetleri büyük bir pazar payına sahip bir sektör durumundadır. Fakat kaliteli hizmet kanayan bir yara olmaktan çıkmış, kangren olmaya doğru hızla yol almaktadır. Yapının davranışları göz ardı edilerek yalnızca program mühendisliği ve konstrüktörlüğü olarak hızla ilerlenmektedir. Umarım bu çalışma sistemi ülkemize acı bedeller ödetmez.

Malzeme kalitesinde belirtilen değerlerin ne anlama geldiğini bilmeden, şartname ve standartları takip etmeden yapılan hizmetler hızla çoğalmaktadır. Özellikle daha önce buna benzerini yaptık hâlâ ayakta duruyor mantığı hızla çoğalmaktadır. Unutulmamalıdır ki yapılar bir doğal afet karşısında ayakta durması için yapılmalıdır. Çok çürük yapılar bile senelerce hiçbir doğal afetle karşılaşmadığı sürece ayakta kalabilirler. Fakat en ufak bir depremde, en ufak doğa olayı karşısında umulmadık can kayıpları ve zararlar meydana gelir. Günlük haber takibine bakarsanız kayan istinat duvarları, uçan çatılar, yıkılan duvarlar, kendi kendine çöken yapılar nerdeyse kanıksanmış durumdadır.

Bu tür kolaycılığa ve ucuz yollara sapmadan mühendislik ve konstrüktörlük yapmak lazım. “Bilgi paylaştıkça büyür” mantığı ile çalışmalarımızı yönlendirmeliyiz.

  • Lütfen alt kadro çalışanlarınıza işin temel mantığını öğretin.
  • Lütfen öğrendiklerinizle yetinmeyin. Daha iyisini nasıl yaparımı sorgulayın.
  • İçinizdeki çocuğun merakını yok etmeyin, ettirmeyin.
  • Yerli-yabancı tüm bilgiye ulaşmanın yolunu bulun, buldurun.

Şirket içi eğitimlere ağırlık verin. Ben eğitirim yarın işi bırakır gider mantığından kurtulun. Bırakın giden gitsin. Siz doğru yolda ilerlerseniz aynı mantıkla çoğalan kişi veya kuruluşlar sizin pazar katma değerinizi yükseltir. Yapılan işlere saygı duyulursa sizin ücretleriniz otomatik artar. Rekabet başarıyı getirir.

Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği ve baş yapıtı olarak kabul edilen Selimiye Camii daha iyisini nasıl yapabilirim ile ortaya çıkmıştır. Ayasofya’yı gören, ona çeşitli eklentiler, tadilatlar yapan ve günümüze sapasağlam ulaşmasında emeği olan Mimar Sinan’dır. Sinan daha iyisini yapma yolunda uğraşmış ve Selimiye gibi dev bir eser kazandırmıştır.

 

Ayasofya’dan daha büyük olan kubbesi (yerden yüksekliği 43,28 metre olan kubbe, 31,30 metre çapındadır) ile öne çıkan Selimiye Camii, şehircilik bakımından yer seçimi ve 4 minaresi ile de göze çarpar. Kesme taştan yapılan cami iç bölümüyle 1620 metrekare, avlusuyla birlikte 2 bin 475 metrekarelik alana inşa edilmiştir.

Unutmayalım! Mükemmellik ayrıntılarda (detaylarda) gizlidir. Ayrıntılarda bilgi denizinde bir su damlasıdır.

Continue Reading
Click to comment

Bir Cevap Yazın

İzleme Sistemleri (etiketleme, kodlama, markalama)

2024’e yeni merkezinde merhaba diyen ANT Mühendislik, LS ELECTRIC ile ortak üretime başladı

Published

on

Endüstriyel otomasyon alanında dünyaca ünlü markaları üstün mühendislik hizmetleriyle Türkiye pazarına sunarak makineleri akıllı hale getiren ANT Mühendislik, 30. yılını tüm departmanlarını bir araya getiren Şerifali’deki yeni genel merkeziyle taçlandırıyor. 2023 yılında 1 milyon 300 bin dolarlık yatırımla LS ELECTRIC ile ortak bir firma kuran ANT, asansör kontrol panoları ürettikleri LS-AS’nin üretim hattını da yeni merkezine taşıyor. Dünyada sadece birkaç markada bulunan SIL da dahil olmak üzere üretim için tüm sertifikaların alındığı LS-AS ürünleriyle büyük başarılar hedefleyen ANT, bu ürünleri LS ELECTRIC’in dünyadaki tüm distribütörleri için Türkiye’den ihraç etmeye hazırlanıyor. Yeni firmanın yanı sıra, kapsamlı ürün yelpazesini daha da genişleterek pazara yeni ürünler sunmaya hazırlanan ANT Mühendislik, 2024 yılında %15 büyüme hedefliyor.

ANT Mühendislik Genel Müdürü Nurettin Şencan ve Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Sayılı, gerçekleştirdiğimiz röportajda firmanın 30 yıllık hikayesi, faaliyetleri ve hedeflerini Güç Aktarım Dergisi’yle paylaşıyor. Endüstriyel otomasyonun Türkiye’deki ilk mekteplileri arasında yer alan Genel Müdür Nurettin Şencan, hayata geçirdikleri projelerden örneklerle sektördeki gelişmeleri de değerlendiriyor.

Öncelikle sizi ve ANT Mühendislik’i tanıyabilir miyiz?

Nurettin Şencan:

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunuyum. Türkiye’de henüz otomasyon sektörü oluşmamışken, 1986 yılında Karaköy semtindeki Bankalar Caddesi’nde otomasyon ürünleri satışı yapan bir firmada çalışmaya başladım. Yaklaşık 5 buçuk yıl burada çalıştıktan sonra askere gittim ve döndükten sonra yine Bankalar Caddesi’nde küçük bir iş hanının içerisinde 1993 yılında ANT Mühendislik’i kurdum. 

ANT Mühendislik Genel Müdürü Nurettin Şencan

ANT Mühendislik olarak ilk endüstriyel sayıcılar, sıcaklık ve proses kontrol cihazları üreten Güney Kore menşeili Hanyoung markasının Türkiye mümessilliğini yaparak başladık. 1999 yılına geldiğimizde, bugünkü adıyla LS ELECTRIC’in (o zamanlar markanın adı LG Industrial Systems’di) PLC, invertör, operatör paneli, servo sistemler gibi ürünlerini satmaya başladık. Bu bizi geliştiren bir adım oldu; çünkü o güne kadar sadece ticari anlamda satış yapan bir firmayken, çözüm sunan bir firma kimliğine büründük ve beraberinde Perpa Ticaret Merkezi’ne taşınarak yerimizi büyüttük. Ardından 2001 yılında İtalyan DATALOGIC firması ile fotoseller, barkod okuyucular, güvenlik bariyerleri konusunda çalışmaya başladık ve ürün yelpazemizi tamamladık. 2005 yılında da Şerifali’deki kendi yerimize taşınarak, mühendislik kadromuzu ve yapımızı makine otomasyonunda tüm ürünleri sağlayabilecek şekilde geliştirdik. Son olarak Şerifali’deki yerimiz de küçük gelmeye başlayınca, 2023 yılının son aylarında tüm birimlerimizi tek bir binada birleştirmek  amacıyla yeni merkezimize taşındık.

Endüstriyel otomasyon alanında önemli markaların Türkiye’deki iş ortağısınız. Bu markalarla yürüttüğünüz partnerliklerden söz ederek, ürün yelpazeniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Nurettin Şencan:

Ağırlıklı olarak 2 markamız öne çıkıyor: Güney Kore menşeili LS ELECTRIC markamız ile PLC, servo sistemler, HMI’lar, inverterler, AC hız kontrol cihazları, EC fan motorları ürünlerimizi; İtalyan DATALOGIC markamız ile de barkod okuyucular, çeşitli sensörler, kameralar, lazer markalama sistemleri, güvenlik bariyerleri ürünlerimizi sunuyoruz. Bunların yanı sıra, tamamlayıcı yan ürünlerimiz de var. Portföyümüzde bulunan IDEC markası ile güç kaynakları, butonlar, röleler; Hanyoung markası ile sıcaklık kontrol, sayıcılar, takometre & panelmetreler, enkoderler sunuyoruz.

Endüstrinin pek çok alanı otomasyon odağında gelişmeyi sürdürüyor. Bu alanda uzmanlaşan bir firma olarak hangi sektörlere çözüm sunuyorsunuz? Bu sektörler arasında öne çıkan bir alan ya da hedeflediğiniz yeni bir sektör var mı?

Nurettin Şencan:

ANT Mühendislik olarak çözüm sunduğumuz alanlar arasında aklınıza gelebilecek her sektör bulunuyor. Tabii bunlar içerisinden paketleme, tekstil, lojistik gibi ağırlıklı olanlar da var. Örneğin, özel çözümler geliştirdiğimiz ve sunduğumuz tekstil sektöründe, kumaş üretiminden konfeksiyona kadar tüm tekstil makinelerinde bizim otomasyonumuz kullanılıyor ve bu alanda oldukça tecrübeliyiz. Tecrübeli olduğumuz bir diğer sektör de paketlemedir ve bu sektöre özel çözümler de sunuyoruz.

Ertuğrul Sayılı: 

Paketin hammadde üretiminden baskısına, gıdanın tartılmasından doldurulmasına ve ebatlanmasına kadar paketleme sektörünün tüm aşaması için çözüm üretiyoruz. Bunların yanı sıra metal işleme sektörü de çözüm sunduğumuz öne çıkan alanlar arasında yer alıyor. Burada da yoğunlukla CNC makineler devreye giriyor. İşleme merkezleri, kesme,  boru bükme, abkant pres, PCV makineleri gibi sektörün tüm kademelerine çözümler sunuyoruz.

Hedefte yeni bir sektör var mı?

Ertuğrul Sayılı: 

Biz makine imalat sektöründe çalışıyoruz ve bu alan sürekli olarak gelişiyor. Artık CNC + makineler diyebileceğimiz, üzerinde CNC fonksiyonlar olan makineler üretiliyor. Bu da örneğin bir pencere üreticisi için tüm fonksiyonları tek bir makine kullanarak imal edebileceği anlamına geliyor. Daha önceleri PLC kullandığımız makinelerde şimdi G kodu işleyebilen hareket kontrolcüler kullanıyoruz. Tabii bunun için de hem sürekli olarak kendimizi hem de sektörü geliştirmemiz gerekiyor. Endüstriyel otomasyonda sektörler sürekli dinamik bir yapıda olduğu için bir sektörde işimiz bitti farklı bir sektöre başlayalım deme şansımız yok.

Nurettin Şencan:

Hemen hemen her alana çözüm sunduğumuz için yeni gelişen alanları burada değerlendirebiliriz. Örneğin, altyapıdan uzak arazilerde kullanım için HVAC sektöründe güneş enerjisiyle çalışan sulama sistemleri gelişiyor ve biz de bu alana girmeyi hedefliyoruz.

Bugüne kadar yaptığınız en özel projelerden birini paylaşabilir misiniz?

Ertuğrul Sayılı: 

Hayata geçirdiğimiz çok farklı projeler var ancak bir tanesini vermek gerekirse, toplamda 1 yıllık bir emekle tekstilde geliştirdiğimiz bir örneği paylaşabiliriz: Konfeksiyonlarda kot ceplerini otomatik bir şekilde takan cep otomatı makinesi kullanılır. Hem CNC hem de motion olan bu makinenin yazılımı da oldukça karışıktır. Normal şartlarda kurumsal firmalardan lisans satın alınarak kullanılabilen bir sistem üzerinden çizim yaptıktan sonra G kodu oluşturarak çizimi gönderdiğiniz bu makinede; bizim geliştirdiğimiz sistemle makinenin üstündeki ekrandan CAD yazılımını kullanarak G kodunu oluşturabiliyor ve bu G kodu ile de makineye cebi takması gereken bilgileri sunuyorsunuz. 

Burada en önemli özellik, makinanın herkes tarafından kolayca kullanılabilir hale gelmesidir.

Nurettin Şencan: 

Bu projenin yanı sıra, pandemi döneminde özellikle lojistik firmalarında artan e-ticaret potansiyeli için geliştirdiğimiz sistem var. İlk DHL’ye kurduğumuz bu sistemi en son Koç Grubu’nun da bir lojistik firması için kurduk. Yürüyen bandın üzerine kolinin rastgele atıldığı bu sistemde; koli büyük, küçük, üçgen, dörtgen ya da yamuk olsun, banttan geçerken bizim okuma sistemlerinde bunun desimetresi ölçülüyor. Ardından kolinin üzerindeki çeşitli barkodlar kameralarla okunarak bunun hangi sorterden çıkacağı yönlendiriliyor. Basit gibi görünen bu sistem; özellikle çok fazla sorunların yaşandığı barkod okumadaki sıkıntılara ve zorlu desi ölçme işlemine güçlü bir çözüm sunuyor.

Tabii bu örneklerin yanı sıra, her sistemimiz kendine özel bir çözüm. Bundan 10 sene önce üretilen bir paketleme makinesi dakikada 20 paketleme yaparken, şu an bizim sunduğumuz teknolojilerle 120 paket yapabiliyor. Makineler mekanik olarak bir değişiklik olmadan, bizim ürünlerimiz ve sistemlerimizle gelişiyor. 

Mühendislik destekleriyle öne çıkan bir firmasınız. ANT Mühendislik olarak sunduğunuz servis, tamir, bakım, mühendislik desteği gibi satış öncesi ve sonrası hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz?

Nurettin Şencan:

Kendi bünyemizdeki tamir servis hizmetimiz ile ürün yelpazemizde olan bütün ürünleri tamir ediyoruz. Gerek İtalya gerekse Güney Kore menşeili ürünlerimizde tüm yedek parçalar yurt dışından geliyor ve bu konuda güçlü bir stokumuz var. Sadece tamir ve servis işlerine bakan 4 kişilik bir ekibimiz var ve müşterilerimize bu konuda çok hızlı hizmet sunuyoruz. 30 yıllık bilgi ve birikimimizle sağladığımız satış öncesi ve sonrası hizmetlerimiz ANT Mühendislik’i oluşturuyor. Kurulduğumuz günden bu yana aktif olarak çalıştığımız müşterilerimizin güveni; satış öncesi ve sonrası sunduğumuz servis, tamir, bakım, teknik destek ve mühendislik hizmetlerimizden geliyor.

Pazar faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz? Türkiye genelinde kaç bayiniz var?

Nurettin Şencan:

Hem direkt çalıştığımız OEM müşterilerimiz hem de sistem entegratörümüz olan bayilerimiz üzerinden çözüm sunduğumuz müşterilerimiz var. İstanbul’da 3 bayimiz bulunuyor, toplamda ise Çorlu, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, Konya, Gaziantep merkezi konumlara yerleşmiş 14 sistem entegratörümüz ve bayimiz  bulunuyor.

Moneta Ekibi

Geçtiğimiz günlerde yeni binanızın açılışını gerçekleştirdiniz. Bu yatırımınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Nurettin Şencan:

Temmuz ayında tahsis ettiğimiz yeni binamızın açılışını, efektif şekilde kullanmak için 4 aylık bir yenileme sürecinin ardından 2023 yılının sonunda gerçekleştirdik. Kriz döneminde böyle bir yatırıma girme nedenlerimizden ilki, çalışanlarımıza daha keyifli zaman geçirebilecekleri bir iş ortamı oluşturmaktı ve bunu gerçekleştirdik. Açık ofis sistemine geçerek çalışanlarımız arasında departmanlar arası bir kaynaşma ortamı oluşturduk. Örneğin, bir katımızı etkinlik ve eğlence alanı olarak tasarlayarak, çalışanlarımız için eğlenebilecekleri, dinlenebilecekleri bir alan oluşturduk. Ayrıca, yeni binamızla farklı yerlerde bulunan depomuzu, tamir-servis birimimizi tek bir yerde birleştirdik. 

Bunların yanı sıra, LS ELECTRIC ile 1 milyon 300 bin dolarlık bir sermaye karşılığında %51’e %49’luk bir otaklıkla kurduğumuz firmamız LS-AS’nin üretimini bu binaya taşıdık. Binamızın 1. katında yer alan LS-AS markamızla asansör kontrol panoları üretiyoruz. Dünyada sadece birkaç firmada bulunan SIL sertifikası da dahil olmak üzere üretim için gerekli tüm sertifikaları aldığımız LS-AS firmamızda, çok yakın zamanda ihracata başlayacağız. Buradaki üretimimizle LS ELECTRIC’in dünyadaki tüm distribütörlerine Türkiye’den satış yapacağız.

Küresel ve bölgesel ölçekte yaşanan pek çok gelişmeyle zorlu bir yılı geride bırakıyoruz. ANT Mühendislik olarak, belirlediğiniz hedefler kapsamında 2023’ü nasıl geçirdiğinizi değerlendirebilir misiniz? 

Nurettin Şencan:

2023 yılında yaşadığımız ekonomik sıkıntılar herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi. Sonuçta dövizle ürün getiriyoruz, TL ile satıyoruz ve bunu vadeli bir şekilde temin ediyoruz. En büyük sıkıntı belirlenen döviz bazlı kar oranında yaşanıyor. Kararlaştırdığınız satış fiyatının ardından döviz bazlı kar oranı belirliyorsunuz; ancak dövizdeki artış yıl boyunca %30 olurken TL’deki giderler %100’lerin üzerine çıkıyor. Son iki yıldır Türkiye’de dövizin baskılanmasından dolayı hem ihracatçı hem ithalatçı firmaların tamamı bu sorunu yaşıyor. 

Bir diğer sorunu gümrüklerde yaşıyoruz. İthalatı kısmak adına atılan bazı adımlar, bizim gibi katma değeri olan ara ürünlere de yansıyor. Örneğin, ürünümüzü Kore’den getiriyoruz ancak üzerine katma değerimizi ekleyerek farklı bir ülkeye satıyoruz gibi düşünebilirsiniz. Bu son tüketiciye giden bir ürün gibi değil, bu konuda ithalat kurallarının benzer şekilde uygulanmaması gerekiyor.

Diğer önemli bir sorun da finansmana erişimde yaşadık ancak yıl sonu itibarıyla Türkiye olarak bu sıkıntıları aşmaya başladık diyebiliriz. Pandemiden sonra yaşanan çeşitli krizlerin yansımalarını yaşadığımız 2023 yılı tüm sanayicilerimiz için oldukça yorucu bir yıl oldu. Bu sebeplerden dolayı firma olarak döviz bazında %10-15 gibi bir daralma yaşadığımızı söyleyebilirim. 

ANT Mühendislik’in 2024 yılı hedef ve beklentilerinden söz edebilir misiniz? Gelecek dönem yeni pazar hedefleri, portföye eklenecek yeni marka ya da ürünler var mı?

Nurettin Şencan:

2024 yılı için hemen hemen her firmanın düşündüğü gibi biz de öncelikli olarak bulunduğumuz konumu koruyabilmeyi planlıyoruz. Hedefimiz 2022 yılındaki başarımızı yakalamak ve bu da %10-15 büyüme hedefimiz olduğu anlamına geliyor. Bunu yapabilecek yeni ürün gruplarımız ve yıl içerisinde gelecek yeni ürünlerimiz var, sadece biraz daha gayretli çalışmamız gerekecek. 

Eklemek istedikleriniz…

Nurettin Şencan:

Belki birçok sektörde böyledir ama bizim sektörümüzde emeğin karşılığı yok. Emeği haricen fiyatlandıramıyorsunuz ve sadece ürün satışından finanse ediyorsunuz, ancak 100 dolarlık bir ürün için bazen 3 defa müşteriye gitmemiz gerekiyor. Bunu ürün fiyatını artırarak yapamıyorsunuz ama emeğinizin de karşılığını almanız gerekiyor. Emeğin de karşılığının olduğu bir sistemin gelişmesi şart.

Bunun yanı sıra, makine sektöründe rekabet fiyat odaklı gerçekleşiyor ve bu da kalitesizliğe neden oluyor. Kullanıcının kısa vadede ihtiyacını karşılamak için ucuzu tercih etmesi, uzun vadede ona çok daha fazla masraf çıkarıyor. Makine sektörünün bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor; yoksa kaliteli ürünler pazarda rekabet edemiyor. ANT Mühendislik olarak bizim kurum kültürümüzü fiyat-performans kavramı oluşturuyor. 

Son olarak, biraz zor geçeceğini tahmin ettiğimiz 2024 yılının hepimiz için iyi bir olmasını diliyorum.

Continue Reading

Mühendislik Hizmetleri

4JET, lazer teknolojisiyle lastik uygunluğunun düzeltmesine çözüm sağlıyor

Published

on

4JET yeni çözümüyle lastikleri üzerinde görünür bir iz bırakmadan ve dokunmadan işliyor. Lokal olarak çıkarılan malzemeyi buharlaştıran çözüm; sessiz, kuru ve tozsuz çalışmasının yanı sıra, bakım gerektirmiyor.

Lastiklerin lazer tabanlı olarak işlenmesine ilişkin son yeniliğini TIRE Hannover Fuarı’nda sergileyen 4JET Grubu’nun yeni LUC Sistemi, üründeki tek tipliği sağlamak üzere lastiklerin dijital, hassas ve el değmeden son işlemesine olanak tanıyor. Yeni proses, performansı optimize ediyor ve taşlama proseslerindeki mekanik yeniden çalışmanın yerini alıyor.

Üretim toleransları, lastiklerin radyal kuvvetinde değişikliklere neden olur. Tolerans değerleri aşılırsa, ürünler bazı durumlarda orijinal ekipman olarak tedarik edilemez ve yeniden işlenmeleri gerekir, bazen de imha edilir. Düzeltme için bugüne kadar yaygın olarak kullanılan yöntemlerde, malzemeyi lastik kordonundan veya sırtından çıkarmak için mekanik işlemler kullanılıyordu. Bu işlemlerde ve makinelerde sınırlı bir hassasiyet bulunur, nispeten yüksek bakım gerekir ve genellikle lastiklerin görünümüyle ilgili olarak orijinal ekipman veya değiştirme gereksinimlerini karşılamaz.

4JET yeni çözümü olan LUC sistemleriyle malzemeyi tipik olarak, birinci harmonik radyal kuvvet değişiminin yüksek noktasına göre kaldırır. Sistemler, binek otomobil segmentindeki farklı lastik boyutlarını 1. parti boyutunda yeniden donatmadan işleyebilir. Her iki dikiş alanı da tek bir kurulumda işlenir. Çevrim süreleri, lastik boyutlarına ve dikişten çıkarılacak hacme bağlıdır. Makineler tam otomatik olarak çalışır ve kompakt tasarımları sayesinde bir lastik fabrikasının konveyör sistemine entegre edilebilir. Lastik üzerindeki işlenmiş alanların görünümü, çevredeki yüzeyden farklılık göstermez. Taşlama izlerini gizlemek için boya uygulaması veya lastik sırtı üzerindeki renk kodlamasının restorasyonu gerekmez. Sistemin güçlü Core4 yazılımı, uygun yöntem oluşturma ve parametreleme, bant arayüzleri ve MES sistemleri ile entegrasyon sağlar ve analiz kısmında uzaktan bakım ve servis için modüller bulunur. Taşıma bileşenleri, yıllardır 7/24 çalışmayla kanıtlanmış olan, lastik işaretleme ve iç lastik temizleme için 4JET çözümlerini esas alır.

Continue Reading

Mühendislik Hizmetleri

Doğru Bilinen Yanlışlar-6: Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!

Published

on

Aşağıdaki söz günümüzde yüksek fiyata ürün satmanın önünü açmak gibi algılansa da, irdelendiğinde derin anlam yüklüdür:

“Ucuz ürün alacak kadar zengin değilim.” (İngiliz Atasözü)

Son 8-10 yıldır proje dahil her iş yapılır furyası almış başını gidiyor. Sanılıyor ki paket programlar her şeyin ilacı. Mühendislikten, tasarımdan, konstrüktörlükten bihaber kişiler program veri isteklerini girince her konuyu çözümlediklerini sanıyorlar.  İşin daha vahimi büyük tesis yatırımlarında bile bu mantıkla ilerleyen tüccar kafalı yatırımcılarımız var. Sözümüz sanayici yatırımcılarımıza değil. Tüccar ile sanayici arasındaki fark nedir derseniz, tüccar kısa vadeli kazançların, sanayici ise uzun vadeli kazançların peşinde koşar. Sanayici anlık yaşamaz.  

Mühendislik nedir? Proje nedir? Tesis kurulumu nedir? Bunları bilmeden yola çıkanların sonu ya hüsran olmuştur veya gecekonduvari işletmelerin sahibi olup, her gün yeni bir problemi çözmekle zaman, para ve enerji tüketmekle meşgullerdir.

Paket programlar ve bu programları kullanmak tüm sorunlarınızı çözmez. Örneğin bir tesis kurulumu (prosesi çözümlenmiş) öncesi yetkin bir mühendislik proje ekibiniz yoksa;

  • Ekipmanları programa seçtirmekle proses esaslarına uygun tüm bileşenleri çözemezsiniz. Siz ekipmanlara ve onun çalışma prensiplerine hâkim değilseniz, ürün satıcıları size günün şartlarına uygun ekipmanı satmak çabasında olur. Fakat siz gerekli optimum ekipmanları almış olur musunuz? Sonrasında iğne ile kuyu kazarsınız.
  • Arazi topografisine, hava ve doğa şartlarına uygun tesis yerleşimi yapamazsanız, labirentler içinde kaybolursunuz.
  • Ara ekipmanların (konveyörler, elevatörler, pompalar, vanalar vb.) güç hesabını programdan yapınca (program veri isteklerini girince) tüm sistem bileşenlerini çözemezsiniz.
  • Çelik konstrüksiyon yapının hesabını programdan yaparken yalnızca eleman kesitini bulmakla (oda yeşil-kırmızı renklere bakarak) tüm bileşenleri çözemezsiniz.
  • Donatı hesabını programla yaparak tüm betonarme yapı bileşenlerini çözemezsiniz.
  • Stres hesabını programa yaptırmakla tüm borulama bileşenlerini çözemezsiniz.
  • Yapıya ait yalıtım hesabını (ki birçok işte yapılmaz) yaparak tüm yapı kaplama bileşenlerini çözemezsiniz.

Uzar gider bu şekilde.

Mühendislik ve proje hizmetleri ücreti teklif metnine yazıldığında tüyler diken diken oluyor ve üzeri çizilen ilk kalem oluyor. Fakat ülkemize has ticaret ruhu çözümü bulmuş durumdadır.

“Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!”

2000 öncesi yıllara bakıldığında proje mühendislik hizmeti tamamen ayrı bir sektör durumunda iken, bugün imalat ve montaj ile iç içe geçmiş durumdadır. Paket programların artışı, teknik üniversite mezunu (sözde üniversitelerden) genç işsiz nüfusun artışı ile mühendislik ve proje hizmetleri ayaklar altında ezilmektedir. Herkes projeci, herkes mühendis, herkes tasarımcı. İşini düzgün yapan kişi ve şirketlere asla lafımız yok. Fakat proje mühendislik hizmetleri de o kadar kolay değil.

Proje mühendislik yatırımcının isteklerini optimize eden ve işletme maliyet kalemlerini düşüren bir hizmet olmalıdır. Ben tesisi, yapıyı, ekipmanı yaptım yerinde de duruyor demekle olmuyor. Ne kadara mal ettin? İşletme giderlerin nasıl? Bakım-onarım maliyetlerin ne durumda? Kaç adam/saat ile çalışılıyor vs. Bunların ilk başlangıcı proje mühendislik hizmetleri kapsamındadır.

Siz ana konusu imalat olan firmaya proje mühendislik hizmetleri dahil (proje mühendisliğe ücret ödenmediğini sanarak) bir işi verdiyseniz korku filmi izlemeye hazır olun. Hele hele götürü bedel ile yola çıkmışsanız, kalite ve hizmet anlamında alacağınız geri dönüşün sağlıklı olması çok az muhtemeldir. Birim fiyat ile yola çıkmışsanız kalite dışında bütçeyi tutturmanız da olasılık dışıdır.

Bu tür sorunlar eskiden de yok muydu? Olmasaydı, sanırım aşağıdaki resim yıllar öncesi arşivimize girmezdi.

Fakat artık günümüz eğitim ve teknolojisinde bunları minimize etmek o kadar basit hale geldi ki. Bu yüzden proje mühendislik hizmetleri (teknik şartnameler dahil) imalat grubundan bağımsız ayrı bir şirket ve/veya grup olmak zorundadır. Bunu başarmış ve bünyesinde hâlâ çok değerli proje mühendislik grubu bulunan imalatçı, yatırımcı ve müteahhit firmalarımız bulunmaktadır. Başarılı yatırımcı ve müteahhit firmalara bakın. Liderliği, alt yapısını proje mühendislik kökenli bilgilerinden alan, bunları harmanlayıp ve hiçbir zaman imalat ile projeyi aynı kefeye koymadan ilerleyen firmalardır.

Yaşanmış ve yaşanmakta olan birçok örnek var. İmalat grubunun elinde oyuncak olmuş yatırımlar, tesisler, ekipmanlar. Bu tür başarısızlıkların tek nedeni tabii ki imalatçılar değil. Aslında işi, projeyi adına her ne dersek yapılacak işi tek bir sektörden daha ucuza almak mantığı yatmaktadır. Yani tüccar mantığı. Proje firması proje yapacak. İmalat firması imalat yapacak. Makine mühendisinin işini inşaatçı, inşaatçının işini mimar, zemincinin işini haritacı yapmayacak. Satın alma işini yapan dört başı mamur teknik şartnamesiz hiçbir alıma çıkmayacak. Her şeyden önemlisi herkes kendi işini yapacak. Bu disiplinleri yönetecek bir organizasyon olacak. Önce kafalar değişecek. İnanın, o zaman enerjimizi, paramızı başka verimli kanallara aktaracağız. Zamanımızı daha iyi kullanıp ailemize ve sevdiklerimize daha fazla zaman ayıracağız.

Onun için “Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!” masallarına son verelim.

Continue Reading

Konular

Trendler

KONVEYÖR DERGİSİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et