Connect with us

Genel

Kargo, kurye ve dağıtım sektörünün yol haritası, Post & Parcel Uluslararası Zirvesi’nde çizildi

Yayın Tarihi

on

Türkiye’nin en hızlı büyüyen alanlarından kargo, kurye ve dağıtım sektörlerinin temsilcileri, bu yıl ilk kez düzenlenen Post & Parcel Uluslararası Zirvesi’nde bir araya geldi. 230 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayan sektörün kısa vadeli hedefi; Avrupa, Ortadoğu, yakın Asya ve Kuzey Afrika’nın ticaret ve kargo merkezi haline gelmek.

Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) ve INPPES Fuarcılık’ın düzenlediği Post & Parcel Uluslararası Zirvesi (PPIS), 25 Mayıs 2022 tarihinde Pullman İstanbul Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. 2 gün süren Zirve’de, hızlı ve dinamik bir büyüme sergileyen kargo kurye sektörünün, uluslararası ticarette hub noktası olmasını sağlayacak adımlar masaya yatırıldı.

Ticaretin kahraman ordusu kargo kurye sektörü

PPIS’e çevrim içi bağlantı ile katılan T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olan kargo, kurye ve lojistik sektörünün, dönüşüm yolculuğunu dizayn etmek üzere bu yıl ilk defa hayata geçirilen Post & Parcel Uluslararası Zirvesi’ni düzenleyen KARİD’e teşekkür ederek sözlerine başladı. “E-ticaret şirketlerinin 2020 yılının mart ayından itibaren 3-5 yılda yaşayacakları ivmelenmeyi sadece 6 ay içinde gerçekleştirdiğini söyleyen Sayan, “Böylelikle kargo, kurye ve lojistik ticaretin vazgeçilmezi haline geldi. 2021 yılı ilk 6 ayı itibarıyla ülkemizde e-ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 75,6’lık artışla 161 milyar TL olarak gerçekleşti. 2021 yılı ilk 6 ayında sipariş adetleri yüzde 94,4 artış ile 850.7 milyon adetten 1 milyar 654 milyon adede yükseldi. 2021 yılında posta sektörü, 100 milyonu aşkın haberleşme ve posta gönderisini sahiplerine ulaştırdı. Bu gönderilerin yaklaşık yüzde 90’ı kurumsal gönderilerden oluştu” ifadelerini kullandı. Yaptıkları düzenlemelerle özellikle posta hizmetlerinin sunulmasından kaynaklanan trafik sıkışıklıklarının ve çevre kirliliğinin azalmasına da katkı sağladıklarını dile getiren Sayan, “Bu kapsamda taşıma filolarında elektrikli araç kullanımı, kaynakların etkin kullanımı ve yenilikçi alternatif teslimat yöntemleri üzerinde çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Yerli ve milli kargo dolapları

Pandemi döneminde pudo noktaları ve kilitli kargo dolapları gibi alternatif teslimat modellerinin uygulanmaya başlamasıyla birlikte bu noktalardan teslim edilen ürün adetleri çok hızlı bir şekilde arttığını söyleyen Sayan, “E-ticaret firmaları ile kargo firmaları alternatif teslimat yöntemlerini çok etkin bir şekilde kullandılar ve gönderilerinin 2021 yılı itibariyle yaklaşık yüzde 10’unu bu şekilde teslim etmeye başladılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Yerlilik ve millilik’ vurgusunun önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor. Türkiye’de kargo dolaplarının büyük bir kısmının artık yerli firmalarımız tarafından yapıldığını memnuniyetle görmekteyiz” diye konuştu.

Posta gönderileri 100 milyonu aştı

Zirve’nin açılışında konuşan bir diğer isim olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Günümüzde dünyada yaklaşık 4,7 milyar internet kullanıcısı bulunmakla birlikte, 16-64 yaş arası nüfusun yaklaşık yüzde 76’sı e-ticaret yolu ile alışveriş yapıyor. Bu durum beraberinde etkili bir taşımacılık sistemine olan ihtiyacı da ortaya çıkardı. Tüm dünyada e-ticarete olan talebin artması ile 2020 yılı sonu itibarıyla küresel posta sektörünün büyüklüğü 442 milyar Euro’yu aştı. Ülkemizde ise 2021 yılı içerisinde posta sektörünün gelirleri 15 milyar TL’yi aşarak, 100 milyonu geçen haberleşme ve posta gönderisi sahiplerine ulaştırıldı. Yakın gelecekte taşımaların drone ve otonom araçlarla yapılacağı düşünüldüğünde, günümüzde firmaların robotik sistemler ve dijital çözümlerden yararlanması bir mecburiyet olarak karşımıza çıkıyor.”

Post & Parcel Uluslararası Zirvesi sektörü büyütecek 

Kargo, kurye ve lojistik sektörünün, istikrarlı büyümesini devam ettirmek ve gelecek vizyonunu şekillendirmek için tüm paydaşlarıyla birlikte bu yıl ilk kez Post & Parcel Uluslararası Zirvesi çatısı altında buluştuğunu vurgulayan KARİD Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Önyol, “Gelenekselleştirmeyi hedeflediğimiz bu etkinlikte, sektörün yapay zeka ve otonom teslimat araçları gibi yeni teknolojilere entegrasyonunu, gelişme alanlarını ve uluslararası pazardaki fırsatları konuşacağız. Planlanan ikili ticari görüşmelerde de sektörel güçlü iş birliklerine imza atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

“Avrupa, Ortadoğu, yakın Asya ve Kuzey Afrika’nın kargo merkezi olacağız”

Sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunan Önyol, açıklamalarına şöyle devam etti: “Kargo, kurye ve lojistik sektöründe 230 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. Sektör temsilcilerimizin günlük ortalama adres ziyareti 17 milyon 250 bin. Her gün 57 bin 500 araçla 9 milyon 200 bin kilometre yol kat ediyoruz. E-ticaret alanındaki gelişmeler kargo sektörünü büyüten en önemli unsurlardan biri. E-ticaret sektörünün geliştiği ülkelere baktığımızda da güçlü bir dağıtım sektörünün olduğu görüyoruz, bu iki sektörün büyümesi için birlikte uyum içinde çalışması son derece önemli. Pandemi döneminde çok hızlı bir ivme kat eden e-ticaret sektörünün bu büyümesine cevap verecek altyapı hazırlıklarına sahiptik. Temassız teslimat, kargo dolapları ve gel-al sistemi ile çalışan esnaf modelini hızla devreye soktuk ve büyümenin önünü açtık. Sektör olarak pandemi döneminde yaklaşık 10 milyar TL yatırım yaptık. Pandeminin başında yaşanan hızlı büyüme ivmesi düzenli seyreden bir büyümeye dönüştü. Şimdi hedefimiz; ticaretin ve ihracatın önünü açmak ve sektörümüz açısından uluslararası ticarette hub noktası olmamızı sağlayacak adımları atmak. Önümüzdeki birkaç yıl içinde sadece Avrupa’nın değil, Ortadoğu’nun, yakın Asya’nın ve Kuzey Afrika’nın ticaret ve kargo merkezi haline ülkemiz gelecek. Bu yıl ilk kez yapılan ve geleneksel hale getirmeyi hedeflediğimiz PPIS etkinliğinde hem kamunun hem tedarikçilerimizin hem e-ticaret firmalarımızı hem de otomasyon firmalarımızı bir araya getirmenin sağladığı sinerjiyle sektörümüzün önünü açmayı hedefliyoruz.”

E-ticaretin ekonomideki payı yüzde 20’ye çıktı

Açılış konuşmasında e-ticaret sektörünün pandemi dönemindeki hızlı yükselişine dikkat çeken Türkiye KARİD Başkan Yardımcısı, PPIS Organizasyon Komitesi Başkanı ve Aras Kargo Genel Müdürü Utku Ayyarkın, kargo sektörünün kuruluşu itibarıyla B2B iş akışı üzerine kurulmuş bir yapısı olduğunu, günümüzde e-ticaretin etkisiyle sektörün görev ve rolünün değiştiğini vurguladı. Pandemi döneminde BTK’nın sağladığı destekle yapısal anlamda birçok değişikliği hızlıca hayata geçirerek beklentilere cevap verebildiklerini aktaran Ayyarkın, sektörün günlük işlem hacminin 4-5 kat arttığı pandemi döneminde, müşteri entegrasyonu ve zamanı iyi yönetebilmek için otomasyon desteği sunduklarını ifade etti. Ayyarkın, sözlerine şöyle devam etti: “E-ticaret sektörü Türkiye ekonomisindeki yerini yüzde 8’den yüzde 20’ye tırmandırdı. Kargo sektörü olarak bu anlamlı yolculukta altyapı, yapay zeka, otomasyon yatırımlarını yaparak görevimizi gerçekleştiriyoruz. Geçmişte tedarikçilerimizle yurt dışındaki etkinliklerde bir araya gelirken INPPES Fuarcılık’ın bizlere 2 yıl önce sunduğu PPIS etkinliğini birlikte geliştirerek bugün sizlerle buluşturduk. Etkinliğin Türkiye ekonomisine çok anlamlı bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”

PTT Genel Müdürü: Afet Lojistiği son derece önemli

KARİD’in düzenlediği bu zirvenin, sektöre ve Türkiye’ye katma değer sağlayacağına vurgu yapan PTT A.Ş. Genel Müdürü Sayın Hakan Gülten, zirveye çevrim içi katılarak şu bilgileri paylaştı: “E-ticaretin hayatımıza girmesi ve parasal hacminin büyümesi, ilk olarak lojistik sektöründe yansımalarını gösterdi. Tedarikçiler arasında bir köprü görevi üstlenen sektörümüz, bugün hepimizin bildiği gibi son tüketiciye kadar mal ve hizmet sağlanmasına aracılık ediyor. Biz de bugün 35 milyon ürün ve 15 milyon üyesi ile faaliyetlerini sürdüren PttAVM sitemiz ile e-ticaret alanında da başarılı çalışmalara imza atıyoruz. Ayrıca yurt dışı iş birlikleri kurarak yerli ürünlerimizin yabancı pazarlardaki müşterilerle buluşmasına aracılık ediyor ve ülkemizin ihracat hedeflerine katkı sağlıyoruz. Sektörümüzün önemi tabii ki sadece ticari faaliyetlerin yürütülmesi ile sınırlı olmayıp gıda, ilaç, insani yardım malzemeleri gibi hayatın devamlılığını sağlayan kritik gönderilerin de hızlı ve sağlıklı bir biçimde alıcılarına ulaştırılmasını kapsıyor. Öte yandan, doğal afetler de göz önünde bulundurulduğunda ‘Afet Lojistiği’ konusu da büyük önem arz ediyor. PTT olarak bu alanda da AFAD ile yaptığımız iş birliği kapsamında AFAD’a ait 27 deponun ve 53 cep deposunun işletmesini, depolarda bulunan ekipmanların bakım ve kontrollerini, acil durumlarda 7/24 olarak istenen materyalin yine istenen yere sevk edilmesi görevlerini üstlendik.”

Gülten sözlerine şöyle devam etti: “Lojistik sektörünün çok yakın bir süre içerisinde yapay zekâyı kullanma kapasitesine erişeceğini de göz önüne aldığımızda, sektörümüzün bilgi teknolojileri destekli altyapılar kurarak süreçlerini yürütmesi sürdürülebilirlik kavramına da olan önemi ortaya koyuyor. Dünyayı kapsayan ve hiç durmaksızın hareket eden bir araç ağının temsilcileri olarak “Yeşil Lojistik” kavramına en üst sırada yer vermeliyiz. Fosil yakıtların kullanımını azaltmalı; “Sıfır Emisyon” hedefli, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelecek girişimlerde bulunmalıyız. Bu anlamda PTT Ailesi olarak şehir içi gönderi teslimatlarımızda elektrikli araçların kullanımına başladığımızı yaygınlaştıracak adımlar atmaya devam ettiğimizi ve alternatif elektrikli araçlarımızla dağıtım faaliyetlerimizde yeniliklere imza atacağımızı buradan sizlerle paylaşmak isterim.”

Post & Parcel Uluslararası Zirvesi sektörün geleceğine ışık tutacak

PPIS, alanında uzman konuşmacıların sektörün bugününe ve geleceğine ışık tutacak sunumlarını takip etme ve sektörü ileriye taşıyacak yenilikler ve teknolojilerle ilk elden tanışma imkanı da sunuyor. PPIS kapsamında organize edilecek B2B ikili ticari görüşmelerle de yeni iş birliklerinin önü açılacak.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Genel

Globelink Ünimar, İzmir’deki yeni transfer merkezini hizmete açtı

Yayın Tarihi

on

Türkiye’de lojistik sektörünün öncülerinden Globelink Ünimar, İzmir Bornova’da konumlanan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Böylelikle iş süreçlerini optimize etmek üzere ciddi bir hamle yapan Globelink Ünimar, müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik büyük bir adım attı.

30 yıla yaklaşan tecrübesiyle lojistik ve tedarik zinciri sektörünün öncüleri arasında yer alan Globelink Ünimar, alanda yürüttüğü iş süreçlerini ileriye taşımak adına önemli bir adım attı. Müşteri memnuniyetini artırma yolunda hem altyapı kapasitesini geliştirmek hem de lojistik hizmetlerini genişletmek amacıyla İzmir’in Bornova ilçesinde yer alan yeni transfer merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyeleri başta olmak üzere şirket yöneticileri, çalışanlar ve özel davetliler yer aldı.

Globelink Ünimar’da lojistik altyapısını güçlendirecek adım  

1994 yılında lojistik serüveni başlayan şirket; esnek, gelişmiş ve hızlı çözümlerle müşterilerini hizmet sağlamaya devam ediyor. Başta havayolu, denizyolu, karayolu olmak üzere entegre lojistik hizmetleri sunan Globelink Ünimar, gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda müşteri taleplerini daha hızlı biçimde karşılamak ve altyapı kapasitesini yükseltmek hedefiyle İzmir Bornova’da yeni bir transfer merkezini kullanıma açtı. Bu önemli gelişmeyle birlikte; İzmir bölgesindeki iç konteyner dolumları, parsiyel yüklemelerle gerçekleştirilen kapıdan kapıya teslimatlar, İstanbul’dan gelen İzmir ürünlerinin teslimatı ve İzmir’den İstanbul’a sevk edilecek ürünlerin toplanması gibi fonksiyonlar yönetilecek. Ayrıca, 2023’ün ikinci yarısında İstanbul Anadolu yakasında toplamda 10.000 palet kapasiteli bir depo açılışının yanı sıra Adana ve Antalya’da yeni transfer merkezlerinin açılışı gerçekleştirilecek.

“İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz”

Yeni transfer merkezinin açılışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar İcra Kurulu Üyesi Koray Çıtak, “Transfer merkezleri, faaliyet yürüttüğümüz lojistik ve tedarik zinciri sektöründe önemli bir rol oynuyor. Bu alanların konumlandığı lokasyonlar, lojistik süreçleri hızlandırmakla birlikte müşteri memnuniyetini de artırıyor. Bu kapsamda hizmete açtığımız İzmir transfer merkezimizle bölgedeki operasyon akışımızı hızlandırmayı hedefliyoruz. Burada titizlikle ilerletilen çalışma sürecinde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Öte yandan, hem bu yılın ikinci yarısında hem de gelecek yıllarda alana yaptığımız yatırımları ve müşteri memnuniyeti artırmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Konveyör bantlı 3D yazıcı, hacimli üretimin dönüşümünü nasıl gerçekleştirecek?

Yayın Tarihi

on

Üretimde ara boyut sorununu çözen Alman teknoloji şirketi, çeşitli işlerin üstesinden gelebilen ve KOBİ’ler için bir verimlilik makinesi haline gelebilen yerleşik konveyör bandına sahip bir 3D yazıcı ortaya çıktı.

3D yazıcılar, prototip, model ve kişiye özel ürünlerin üretimi için endüstri ve ticarette vazgeçilmez bir araç haline geldi. Kullanılabilecek geniş bir malzeme yelpazesine yönelik sürekli yapılan geliştirme ve uyarlamalar da daha karmaşık hale gelen işlemlere olanak tanıyor. Cihazlar şimdiye kadar yalnızca kendilerinden daha büyük olmayan nesneler üretebilmişti. Konvansiyonel masaüstü 3B yazıcı modelleri çok hızlı bir şekilde üst sınırlarına ulaştı ve manuel son işleme olmaksızın, endüstriyel ölçek için ideal pozisyona ulaştı. Bu nedenle, eklemeli imalat bağlamında “sonsuz” iş parçaları ve otomatikleştirilmiş seri üretim şimdiye kadar tartışma konusu olmamıştı. Konveyör bantlı 3D yazıcı şimdi bunu değiştiriyor.

3D baskıda yıllardır etkileyici gelişmeler devam ediyor

2000’li yılların ortalarında, 3D yazıcı kavramı daha çok tanınmaya başlandı. 2010’ların başında, yeni teknoloji herkesin ağzındaydı. Küçük cihazlar ağırlıklı olarak ev kullanımı içindi ve neredeyse sınırı olmayan tasarım imkanlarını kullandılar: Katmanlama sürecinin yardımıyla, çok çeşitli nesneler ve tekil fikirler hayata geçirilebiliyor. Hobi kullanıcıları ve kişiselleştirilmiş ürünler veya küçük miktarlarda abartılı nesneler üretenler için bu, bulunmaz bir faaliyet alanı niteliği taşıyor.

Katmanlı imalatın avantajları endüstriye kapalı kalmadı ve bu nedenle makineler daha teknik uygulamalara da girdi. Daha büyük ölçekte, ticari ve endüstriyel olarak, 3D yazıcıların ticari kullanımı öncelikle prototipleme, ölçekli modeller ve karmaşık iş parçalarına odaklanmıştır. Bununla birlikte, yazdırılabilir malzeme kombinasyonları yelpazesi genişlemeye devam ettikçe, 3D baskı son ürünlerin üretimi için giderek daha ilgi çekici hale geliyor. 3D yazıcılar tarafından yapılan tüm evler, köprüler veya tekneler gibi önemli kalemlerle ilgili haberler giderek artan bir şekilde medyada yer alıyor. Ancak bu durumlarda medyanın ilgisinin hala çok yüksek olması, bu tür büyük ölçekli projeler için 3D baskı kullanımının henüz yaygın olmadığını da gösteriyor. Aslında, son kullanıcılar için 3D baskılı nesneler hala pazar payının yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Ar-Ge ilerledikçe, bugünlerde birinin iş modelini 3D baskı teknolojisi üzerine inşa etmesi giderek daha çekici hale gelecek.

USP

Ancak 3D baskıyı kendi işinde etkin bir şekilde kullanmak için ticari olarak temin edilebilen cihazlarda bazı zorluklar ortaya çıkıyor. Bunlardan biri köprüler, çıkıntılar veya içi boş gövdeler gibi ortak bir tabanla bağlı olmayan iki nokta aralığı için yapılan baskılardır. Burada olağan yöntem, basit fizik kanunları nedeniyle basılı malzemenin hızla sarkmasına neden olur. Bu durumlarda ana tasarımı desteklemek için ek yapılar yazdırılır. Ancak bu aynı zamanda baskının daha uzun sürmesi, daha fazla malzemeye ihtiyaç duyulması ve dolayısıyla önemli bir ek ekonomik masrafın ortaya çıkması anlamına da gelmektedir.

İkinci zorluk, “sürekli nesnelerin”, yani örneğin birkaç metre uzunluğundaki öğelerin yazdırılmasıdır. Geleneksel 3D yazıcılar, sert bir baskı tabanına sahip tasarımları nedeniyle burada sınırlarına ulaşıyor. Geniş formatlı yazıcılar bu tür boyutları bir dereceye kadar karşılayabilir, ancak genellikle altı rakamlı veya daha yüksek bir meblağ tutar ve bu nedenle küçük şirketler için mevcut değildir. Ayrıca, her orta ölçekli şirkette hemen bulunmayan uygun zemin alanına da ihtiyaç duyarlar. Ve son olarak, 3D yazıcılar herhangi bir biçimde gerçek otomasyondan yoksundur. Yazıcının boyutu ne olursa olsun, yeni bir işe başlamak için bir yazdırma işinden sonra her zaman manuel olarak boşaltılmasına güvenir. Baskı alanı doluysa, bir çalışan cihazla ilgilenene kadar üretim devam edemez. Bu nedenle cihazlar şu anda daha büyük ölçekte seri üretim için uygun değildir.

Çözüm, ekli üretimi otomasyonla uyumlu hale getirmektir

iFactory3D GmbH’nin amacı, eklemeli imalatın eksikliklerini ortadan kaldırmaktır. 2020 yılında Artur Steffen ve Martin Huber tarafından kurulan girişim, teorik olarak sonsuz uzunluktaki nesneleri bir masaya sığan hacimle yazdırabilen konveyör bantlı 3D yazıcı olan ‘One Pro’yu geliştirdi. Sert bir baskı tabanı yerine sürekli bir konveyör bandı ile yazıcı, baskı kuyruğu ve malzeme sensörü sayesinde daha büyük partilerin otomatik üretimini gerçekleştiriyor. Yeterli miktarda filament kaynağı ile günlerce, haftalarca ve hatta aylarca yazdırabilir. Baskı kafasının 45 derecelik açı ayarı sayesinde boşluklar gibi karmaşık şekillerde ek destek yapıları olmadan sorun çıkmıyor. Sonuç olarak iFactory3D, küçük ve orta ölçekli seriler için üretim maliyetlerinde ortalama yüzde 40’a varan azalmanın yanı sıra ciddi zaman ve malzeme tasarrufundan bahsediyor. Sonuç olarak One Pro, 3D baskıyı geleneksel üretim süreçlerine hızlı ve uygun maliyetli bir alternatif haline getirme potansiyeline sahiptir.

Teknolojik iyileştirme ve diğer avantajlar

One Pro; PETG, PLA, ABS, ASA, TPU, PC ve naylon dahil olmak üzere çok çeşitli filamentleri işler. Kılavuz raylar, ekstrüderler, nozüller ve konveyörler gibi yazıcıya takılan parçalar Avrupalı tedarikçilerden temin ediliyor, yüksek kalite standartlarını karşılıyor ve uzmanlar tarafından genellikle kendi fiyat aralığında üstün olarak kabul görüyor.

Teknolojiyi yeni öğrenen kullanıcılar için iFactory3D profesyonel eğitim sunar. Şirketler, çalışanları için 3D (bant) baskı hakkında kapsamlı bilgi birikiminin verildiği özel çevrimiçi eğitim kurslarına kaydolabilir. Ayrıca, uzmanlar kişisel destek yoluyla her türlü sorunuz için hazırdır. E-postalar Almanca ve İngilizce olarak ele alınır ve daha karmaşık sorunlar için telefon ve görüntülü görüşme ayarlanabilir.

Şirket içi araştırma ve geliştirme departmanı, yeni 3D projelerin geliştirilmesi ve mevcut 3D projelerin optimizasyonu konusunda da destek sağlar. Malzeme seçimi ve uygun yazıcı ekipmanı konusunda tavsiyelerde bulunur. Bireysel istek ve ihtiyaçlar söz konusu olduğunda uygun değişiklik ve geliştirmeleri gerçekleştirir.

Test ürünlerinin veya serilerinin baskısını tamamen dışarıda yaptırmak isteyen herkes, iFactory3D uzmanlığından faydalanabilir. Düsseldorf uzmanları, şirket içi baskı çiftliği ile her miktarda yüksek kaliteli prototipler, büyük iş parçaları ve serileri makul bir fiyata üretir.

Bununla birlikte, en cazip birim maliyetler, kendilerine ait bir One Pro satın alarak elde edilebilir. Özellikle uzun ve karmaşık iş parçalarını hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde üretmek isteyen veya seri üretime geçmeyi planlayan şirketler, çözümlerini konveyör bantlı gelişmiş bir 3D yazıcı olan One Pro’da bulacaklar.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Üretim çıktısı küresel bileşik büyüme hızında 2027’ye kadar %3 artış bekleniyor

Yayın Tarihi

on

Interact Analysis tarafından yayımlanan güncel araştırma, mevcut ekonomik türbülansın küresel imalat endüstrisinde negatif etkisine devam edeceğini gösteriyor. Önceki analizde imalatta küresel bir yavaşlama 2026 yılı için tahmin ediliyordu ancak mevcut ekonomik görünüm esas alındığında imalat çıktılarındaki daralmanın beklenenden daha erken, 2024 yılında meydana gelmesi muhtemel gözüküyor. Genele bakıldığında, APAC bölgesi özellikle iyi performans gösteriyor ve dünyanın geri kalanını ‘destekliyor’. Artan petrol ve enerji fiyatları, grevler ve Ukrayna’da devam eden çatışmaların bir sonucu olarak, önümüzdeki birkaç yıl içinde  en çok Avrupa’nın zarar göreceği tahmin ediliyor ve toplam imalat üretiminde önemli bir düşüş bekleniyor.

Amerika bölgesi, güçlü bir 2022 yılı ile birlikte imalat çıktılarındaki büyüme açısından iyi bir performans gösterdi. 2023’te bölgenin imalat çıktı değerinin 250 milyar dolar artması bekleniyor. ABD hükümeti, enflasyonist baskılarla mücadele etmeye faiz oranlarını artırarak devam ediyor. Gıda, içecek ve ham maddeler gibi fiyat enflasyonu yüksek olan ürünlerde; devlet müdahalesinin fiyatları düşürmesi bekleniyor. İmalat sanayi çıktı raporundaki önceki güncellemelere benzer bir durum olarak Interact Analysis, şirketlerin boş pozisyonları doldurmakta zorlandığını ve iş gücü eksikliklerinin ABD imalatı için bir sorun olmaya devam ettiğini tespit etti. Öte yandan, başta Çin olmak üzere APAC bölgesi, Covid-19 kısıtlamalarından çıkması nedeniyle iyi performans gösteriyor. 2023’te Çin imalatında büyümenin %3,7 olması bekleniyor. 2023 ile 2027 arasında da ılımlı büyümenin devam edeceği tahmin ediliyor. Ancak bölge, 2024’te küresel olarak gerçekleşmesi beklenen yavaşlamadan zarar görecek. Buna rağmen, Çin üzerindeki etkinin pandemi ve kapatma önlemlerinin yol açtığından daha az olması bekleniyor. Endüstrilere bakıldığında, kimyasallar ve ilaç üretimi, 2023’te %4,7’ye ulaşarak Çin’deki en yüksek büyüme oranına sahip olacak.

Avrupa üretimi için görünüm genel olarak iç açıcı görünmüyor. İngiltere’de üretim %4,3 oranında azaldı ve 2023’te de %1,2 daha düşmesi bekleniyor. Bu, sendika grevlerinin, enflasyonist baskıların ve yüksek yaşam maliyetinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Uzun vadede, 2022 ile 2027 arasında İngiltere imalat sektörünün, tüm Avrupa ülkeleri arasında en düşük olan %1,5’lik yıllık bileşik büyüme oranına sahip olacağı tahmin ediliyor. Almanya da benzer bir konumda, enflasyon hızla %8,7’ye fırlıyor. 2022’de Almanya’nın imalat büyümesi %2,2’ye geriledi ancak 2023’te %1,8 oranında küçük bir büyüme olacağı tahmin ediliyor. İtalya ve Fransa’nın imalat sektörlerinde de artan enerji fiyatları, yüksek ham madde maliyetleri ve iş gücü krizlerinin etkisi gözlemlenebiliyor.

Araştırmayla ilgili konuşan Interact Analysis CEO’su Adrian Lloyd, “Şu anda küresel imalat sanayi çevresindeki olumsuzluklara rağmen Danimarka, Macaristan ve Arjantin gibi ülkelerin gösterdiği iyi performansla toplam imalat sanayi üretimi 2022’de %3,6 arttı. Avrupa’nın genel olarak gösterdiği performans da iyiydi. APAC ve Çin’deki durum Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasının bir sonucu olarak, üretim endüstrisinin yeniden ayağa kalkabileceği anlamına geliyor, önceki raporlara kıyasla iyileşti” dedi.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Konular

Trendler

Copyright © 2011-2019 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com