Doğru Bilinen Yanlışlar-6: Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!

Tayyar Ündüci
Doğru Bilinen Yanlışlar-6: Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!

Aşağıdaki söz günümüzde yüksek fiyata ürün satmanın önünü açmak gibi algılansa da, irdelendiğinde derin anlam yüklüdür:

“Ucuz ürün alacak kadar zengin değilim.” (İngiliz Atasözü)

Son 8-10 yıldır proje dahil her iş yapılır furyası almış başını gidiyor. Sanılıyor ki paket programlar her şeyin ilacı. Mühendislikten, tasarımdan, konstrüktörlükten bihaber kişiler program veri isteklerini girince her konuyu çözümlediklerini sanıyorlar.  İşin daha vahimi büyük tesis yatırımlarında bile bu mantıkla ilerleyen tüccar kafalı yatırımcılarımız var. Sözümüz sanayici yatırımcılarımıza değil. Tüccar ile sanayici arasındaki fark nedir derseniz, tüccar kısa vadeli kazançların, sanayici ise uzun vadeli kazançların peşinde koşar. Sanayici anlık yaşamaz.  

Mühendislik nedir? Proje nedir? Tesis kurulumu nedir? Bunları bilmeden yola çıkanların sonu ya hüsran olmuştur veya gecekonduvari işletmelerin sahibi olup, her gün yeni bir problemi çözmekle zaman, para ve enerji tüketmekle meşgullerdir.

Paket programlar ve bu programları kullanmak tüm sorunlarınızı çözmez. Örneğin bir tesis kurulumu (prosesi çözümlenmiş) öncesi yetkin bir mühendislik proje ekibiniz yoksa;

  • Ekipmanları programa seçtirmekle proses esaslarına uygun tüm bileşenleri çözemezsiniz. Siz ekipmanlara ve onun çalışma prensiplerine hâkim değilseniz, ürün satıcıları size günün şartlarına uygun ekipmanı satmak çabasında olur. Fakat siz gerekli optimum ekipmanları almış olur musunuz? Sonrasında iğne ile kuyu kazarsınız.
  • Arazi topografisine, hava ve doğa şartlarına uygun tesis yerleşimi yapamazsanız, labirentler içinde kaybolursunuz.
  • Ara ekipmanların (konveyörler, elevatörler, pompalar, vanalar vb.) güç hesabını programdan yapınca (program veri isteklerini girince) tüm sistem bileşenlerini çözemezsiniz.
  • Çelik konstrüksiyon yapının hesabını programdan yaparken yalnızca eleman kesitini bulmakla (oda yeşil-kırmızı renklere bakarak) tüm bileşenleri çözemezsiniz.
  • Donatı hesabını programla yaparak tüm betonarme yapı bileşenlerini çözemezsiniz.
  • Stres hesabını programa yaptırmakla tüm borulama bileşenlerini çözemezsiniz.
  • Yapıya ait yalıtım hesabını (ki birçok işte yapılmaz) yaparak tüm yapı kaplama bileşenlerini çözemezsiniz.

Uzar gider bu şekilde.

Mühendislik ve proje hizmetleri ücreti teklif metnine yazıldığında tüyler diken diken oluyor ve üzeri çizilen ilk kalem oluyor. Fakat ülkemize has ticaret ruhu çözümü bulmuş durumdadır.

“Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!”

2000 öncesi yıllara bakıldığında proje mühendislik hizmeti tamamen ayrı bir sektör durumunda iken, bugün imalat ve montaj ile iç içe geçmiş durumdadır. Paket programların artışı, teknik üniversite mezunu (sözde üniversitelerden) genç işsiz nüfusun artışı ile mühendislik ve proje hizmetleri ayaklar altında ezilmektedir. Herkes projeci, herkes mühendis, herkes tasarımcı. İşini düzgün yapan kişi ve şirketlere asla lafımız yok. Fakat proje mühendislik hizmetleri de o kadar kolay değil.

Proje mühendislik yatırımcının isteklerini optimize eden ve işletme maliyet kalemlerini düşüren bir hizmet olmalıdır. Ben tesisi, yapıyı, ekipmanı yaptım yerinde de duruyor demekle olmuyor. Ne kadara mal ettin? İşletme giderlerin nasıl? Bakım-onarım maliyetlerin ne durumda? Kaç adam/saat ile çalışılıyor vs. Bunların ilk başlangıcı proje mühendislik hizmetleri kapsamındadır.

Siz ana konusu imalat olan firmaya proje mühendislik hizmetleri dahil (proje mühendisliğe ücret ödenmediğini sanarak) bir işi verdiyseniz korku filmi izlemeye hazır olun. Hele hele götürü bedel ile yola çıkmışsanız, kalite ve hizmet anlamında alacağınız geri dönüşün sağlıklı olması çok az muhtemeldir. Birim fiyat ile yola çıkmışsanız kalite dışında bütçeyi tutturmanız da olasılık dışıdır.

Bu tür sorunlar eskiden de yok muydu? Olmasaydı, sanırım aşağıdaki resim yıllar öncesi arşivimize girmezdi.

Fakat artık günümüz eğitim ve teknolojisinde bunları minimize etmek o kadar basit hale geldi ki. Bu yüzden proje mühendislik hizmetleri (teknik şartnameler dahil) imalat grubundan bağımsız ayrı bir şirket ve/veya grup olmak zorundadır. Bunu başarmış ve bünyesinde hâlâ çok değerli proje mühendislik grubu bulunan imalatçı, yatırımcı ve müteahhit firmalarımız bulunmaktadır. Başarılı yatırımcı ve müteahhit firmalara bakın. Liderliği, alt yapısını proje mühendislik kökenli bilgilerinden alan, bunları harmanlayıp ve hiçbir zaman imalat ile projeyi aynı kefeye koymadan ilerleyen firmalardır.

Yaşanmış ve yaşanmakta olan birçok örnek var. İmalat grubunun elinde oyuncak olmuş yatırımlar, tesisler, ekipmanlar. Bu tür başarısızlıkların tek nedeni tabii ki imalatçılar değil. Aslında işi, projeyi adına her ne dersek yapılacak işi tek bir sektörden daha ucuza almak mantığı yatmaktadır. Yani tüccar mantığı. Proje firması proje yapacak. İmalat firması imalat yapacak. Makine mühendisinin işini inşaatçı, inşaatçının işini mimar, zemincinin işini haritacı yapmayacak. Satın alma işini yapan dört başı mamur teknik şartnamesiz hiçbir alıma çıkmayacak. Her şeyden önemlisi herkes kendi işini yapacak. Bu disiplinleri yönetecek bir organizasyon olacak. Önce kafalar değişecek. İnanın, o zaman enerjimizi, paramızı başka verimli kanallara aktaracağız. Zamanımızı daha iyi kullanıp ailemize ve sevdiklerimize daha fazla zaman ayıracağız.

Onun için “Proje mühendislik hizmetleri dahil her şey yapılır!” masallarına son verelim.

Bu Makaleyi Paylaş
İnceleme bırak