Bir işletmenin sahip olduğu ekipmanların ve makinelerin düzenli olarak bakımı, işletmenin üretkenliğini ve verimliliğini artırır. Üretim süreçlerinde kullanılan makineler ve ekipmanlar zamanla yıpranır ve aşınır. Bu nedenle düzenli bakım çalışmaları yapılmadığında, makine ve ekipmanların arızalanma olasılığı artar.
Arıza durumunda yapılan bakım çalışmaları, reaktif bakım olarak adlandırılır. Bu bakım modeli, çalışan makineyi durdurma ve arıza giderilene kadar bekletme gibi fikirlerin uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Reaktif bakım modeli, literatürde genellikle plansız bakım faaliyetleri olarak yer alır. Çünkü bakım çalışmaları, arıza durumunda yapılır ve planlama yapılmadan gerçekleştirilir. Bu nedenle, reaktif bakım modeli yüksek maliyet ve risk barındırır. Çünkü arızanın giderilmesi için makineyi durdurmak ve iş sürecini duraklatmak zorunda kalınır. Bu durumda, üretim sürecinde zaman kaybı yaşanır ve maliyetler artar. Reaktif bakım modeli, özellikle üretim süreçlerindeki önemli ekipmanların arızalanması durumunda uygulanır. Ancak bu modelin dezavantajları nedeniyle, günümüzde proaktif bakım yaklaşımı tercih edilmektedir.
Proaktif bakım yönetimi işletme performansı için son derece kritiktir. Bakım kültürü, periyodik bakım, kestirimci bakım, önleyici bakım gibi bakım faaliyetlerini içerir. Bu bakım faaliyetlerinin hepsi, takip edilmiş, izlenmiş, belirli periyotlarla yapılmış bakım faaliyetlerini içerir. Bir işletme proaktif bakımı benimsediğinde, makine ve ekipmanlarına daha iyi bakım yapılması için sürekli olarak çalışmalar yapar. Proaktif bakım, önleyici ve kestirimci bakım faaliyetleri sayesinde işletme makinelerinin ömrünü ve verimini artırır. Bakım kültüründeki izlenebilirlik sayesinde, arıza önden tespit edilir ve sorun çıkarabilecek makine parçaları tespit edilir. Bu sayede finansman ve stok maliyetleri de azaltılır. İş gücünün verimli ve düşük kapasitede kullanımı sağlanır ve düşük süreli arıza müdahaleleri yaşanır. Proaktif bakım oranı idealde %80, reaktif bakım oranı ise %20 olarak kabul edilir. Proaktif bakım çalışmalarının içeriğinde yer alan önleyici, kestirimci ve periyodik bakımların üzerine yapılabilecek çalışmalar bir iş havuzunda toplanmalıdır. Toplanan bu işler bir planlama ile periyodik bakım zamanlarında işleme alınmalıdır. Bu şekilde bakım faaliyetleri daha etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Proaktif bakım çalışmalarının ortalama dağılımı ise şu şekildedir:
• Kestirimci bakım ile tespit edilen bakım çalışmalarının oranı %35,
• Kestirimci bakım oranı %15,
• Önleyici bakım ile tespit edilen bakım çalışmalarının oranı %15,
• Önleyici ve periyodik bakımların oranı %15’tir.
Kestirimci bakım çalışmaları, makine arızalarının önceden tespit edilmesine olanak tanır. Bu sayede, arıza oluşmadan önce önlem alınabilir ve daha ciddi sorunların önüne geçilebilir. Kestirimci bakım çalışmaları, işletmenin bakım bütçesine katkıda bulunur. Çünkü bu çalışmalar sayesinde, gereksiz bakım faaliyetleri önlenebilir ve bakım bütçesi daha etkili bir şekilde yönetilebilir. Önleyici bakım çalışmaları da proaktif bakım faaliyetleri arasında yer alır. Bu tür bakım çalışmaları, makine ve ekipmanların ömrünü artırır ve arıza riskini azaltır. Önleyici bakım, makinelerin düzenli olarak bakımının yapılmasını sağlar ve bu sayede makine arızaları önlenebilir. Bu tür bakım çalışmaları sayesinde işletmenin maliyetleri de düşürülür.
Güç aktarım organları özelinde düşünüldüğünde; redüktör ve buna bağlı dişliler motor, hidrolik ve pnömatik parçalarıyla beraber düşünüldüğünde iş makinelerinin en hareketli parçalarıdır. Redüktörlerin ömrünün uzun olması için 3 temel noktaya dikkat edilmesi gereklidir:
1- Redüktörlerde montaj: Redüktörler ürüne veya ürünün uygulama yerine uygun seçilir. Montaj esnasında eğer üreticinin nezareti söz konusu değilse sipariş aşamasında redüktürün hangi montaj pozisyonunda kullanılacağı bilgisi verildiyse, kurulumun o şartlara uygun yapılması çok önemlidir. Buna bağlı olarak ürün üzerindeki kör tapaların ve havalandırma tapasının üretici talimatına uygun yerleştirilmesi kritik önemlidir.
2- Redüktörlerde arıza tespiti: Reaktif bakımın bir uzantısı olarak ürünün çalışması operatör dahil ilgili personel tarafından takip edilmelidir. Özellikle ses (gürültü, uğultu vb.), balans (titreşim) veya yağ kaçağı gibi işitsel ve görsel olarak redüktörün ilk günlerdeki performansından farklı algılanan detayların ilgili birimlere raporlanması önemlidir.
3- Redüktörlerde bakım takvimi: Periyodik yağlamanın, üretici tarafından özel bir şart koşulmamışsa en geç iki yılda bir yapılması tavsiye edilir. Redüktör gövdesindeki yağın ünite çalışmadığı bir zaman diliminde (tercihen bakım takviminde) ürün etiketindeki yağa uygun cins ve miktarda yağ ile değiştirilmesi gereklidir.