Connect with us

Genel

Otomatik depolama ve sipariş toplama sistemlerinin karşılaştırılması

Published

on

E-ticaret her geçen gün gelişiyor ve değişiyor. Birçok endüstride, üretim sırasında küçük parçaların seçilme işleminin yapılması gerekiyor. Perakende, üretim ve lojistikteki çalışanlar, her zamankinden daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Yine de bugün depolardaki sipariş toplama sürecinin çoğu hala manuel olarak gerçekleştiriliyor. Lojistik sektöründe karar verici konumdaki bir çok kişi, çalışanlarının iş yükünü azaltmak ve onlara yardımcı olmak için otomasyonun yanı sıra gelecek teki uygulamaların daha verimli kusursuz çalışması için yapılabilecekleri düşünüyor.

Oto-mağaza

Oto-mağaza, yaklaşık 25 yıldır maldan kullanıcıya çözümü olarak kullanılıyor.  Sistem ayrıca mevcut binalara da uygulanabiliyor ve genellikle nispeten hızlı bir şekilde kurulabilir. 5,40 metrelik maksimum istifleme yüksekliği göz önüne alındığında, bu sistem metrekare başına son derece yüksek bir depolama yoğunluğu elde etmeyi mümkün hale getiriyor.

Oto-mağaza, depolama bölmelerinin düşük ila orta verim oranları ile orta ila yüksek verim kapasitesine ulaşabiliyor. Öğelerin boyutları, kapların standart boyutuyla (600 x 400 milimetre) sınırlı ve kabın ağırlığı 35 kilogramı aşamıyor. Sistem ergonomik ve verimli iş istasyonları ile donatılmış durumda. Hem performans hem de depolama kapasiteleri kolayca ölçeklenebilir. Mevsimsel dalgalanmalara uyum sağlamak için sistem tasarımına daha yüksek bir ek kapasite seviyesi planlanması gerekiyor. Devam eden operasyonlar sırasında, konteynerlerin sadece yüzde ona yakınına doğrudan erişim mümkünken; geri kalanının zaman alıcı bir işlemle yukarı taşınması gerekir. Bu nedenle, mal çeşitlerine ABC yöntemine göre öncelik verilmesi gerekiyor. Değişken ve/veya artan talep durumunda yukarı taşımanın yapılması için gereken süre ve ek araç faaliyetlerin dikkate alınması gerekiyor.

Avantajlar:

  • Maksimum 5,40 metre istifleme yüksekliği ile birim taban alanı başına son derece yüksek depolama yoğunluğu
  • Mevcut binalarda hızlı kurulum
  • Performans ve depolama kapasitesi açısından kolayca ölçeklenebilirlik

Dezavantajları:

  • Öğelerin yalnızca yaklaşık yüzde onu doğrudan kullanılabilir
  • Konteyner boyutları ve yük ile sınırlı eşya boyutları
  • Talep arttıkça taşıma ve ek araç faaliyetleri için zaman verimsizliğinin ortaya çıkması
  • Oto-mağaza, kolayca ölçeklenebilen kompakt bir sistemdir; ancak ürün, kutu boyutları ve taşıma yükü söz konusu olduğunda sınırlamaları vardır.

Otomatik küçük parça deposu

Malların AS/RS sistemleri kullanılarak depolandığı ve geri alındığı otomatikleştirilmiş küçük parça depoları olan intralojistiğin vazgeçilmezlerinden biridir. Raflar 22 metre yüksekliğe kadar çıkabilir. Bu tavan yüksekliği ve çift derinlikteki raflar göz önüne alındığında, yüksek bir depolama yoğunluğu elde etmek mümkündür. Otomatik küçük parça depoları sadece özel olarak inşa edilmiş yeni binalarda uygulanabilir. Bu tür binaların inşası normalde yaklaşık 12 ila 18 aylık bir süre gerektirir. Bu üründen kişiye çözüm, tutarlı ve nispeten düşük üretim kapasiteleri için çok uygundur. Ayrıca 50 kilogramın üzerindeki ağır depolanmış malların işlenmesi ve özel ebatlarda depolanması için de kullanılabilir. İşletim için konveyör teknolojisi ve AS/RS ekipmanı gerektiren otomatikleştirilmiş küçük parça depoları güvenilir bir şekilde çalışır ve az bakım gerektirir. Sürekli performans için tasarlanmıştır. Nispeten esnek olmayan tasarımları ve mimarileri nedeniyle, ölçeklenebilirlik son derece sınırlıdır ya da eklentilerin inşası çok iş gerektirir. Mevsimsel sipariş artışlarını karşılayabilmek için, otomatikleştirilmiş küçük parça deposu tasarımına yüksek düzeyde ek kapasite planlanmalıdır. Aksi takdirde, sipariş kalemlerine ve stok tutma birimlerine yönelik değişken ve/veya sürekli artan talep, darboğazlara yol açabilir.

Avantajlar:

  • Yüksek tasarım ve çift derinlikte raf sayesinde iyi depolama yoğunluğu
  • Özel ölçülü eşyaların yanı sıra ağır eşya depolamak için kullanılabilir.
  • Dayanıklı, az bakım gerektiren ve güvenilir

Dezavantajları:

  • Yeni bir bina inşa etme ihtiyacı nedeniyle uzun teslim süresi
  • Depolama kapasitesi ve performans açısından düşük ölçeklenebilirlik
  • Değişken ve/veya sürekli artan talep durumunda darboğazlar
  • Otomatik küçük parça deposu, değişikliğin çok gerekmediği ortamlarda yaygın kullanılır. 

Mekik Sistemi

İntralojistik dünyasında, mekik sistemleri zaten onlarca yıldır var ve bu nedenle son derece olgun bir teknoloji oluşturuyor. Raflar 18 metre yüksekliğe kadar kurulabilir. İşletim için taşıma teknolojisi ve dikey kaldırıcılar gereklidir. Bu altyapı belirli yapısal koşullar gerektirir, yani her tesis bu sistem için uygun değildir ve buna karşılık gelen proje teslim süresi dikkate alınmalıdır. Depolama bölmelerinin yüksek devir hızı ile yüksek ila çok yüksek verim elde etmek için bir mekik sistemi kullanılabilir. Mekik tepsilerine (kutularına) maksimum 650 mm uzunluğa sahip malzemeler sığabilir. Kutuların maksimum ağırlığı 50 kilogramı geçemez. Mekik sistemlerinin tırmanma versiyonları, operatörlere malzemeden kişiye çözümlerde ayrıca esneklik sağlar. Mekik sistemi tasarlanırken mevsimsel dalgalanmalar için her zaman ek kapasite planlaması yapılmalıdır. Değişken ve/veya artan talep, ek servisler kullanılarak karşılanabilir. Performans, tırmanma mekiklerinin kullanımı ve depolama kapasitesinin genişletilmesi yoluyla da kalıcı olarak artırılabilir.

Avantajlar:

  • Heterojen depo düzeninde bile yüksek depolama yoğunluğu
  • Son derece yüksek verim mümkün
  • Tırmanma mekikleri esnekliği artırır

Dezavantajları:

  • Yeni bir bina inşa etme ihtiyacı nedeniyle teslimat süresinin uzaması
  • Mevsimsel dalgalanmalar için ek kapasite ayrılmasının gerekmesi
  • Kutu boyutu ve ağırlığı ile sınırlı öğeler
  • Mekik sistemi, mevsimsel dalgalanmaları sınırlı bir ölçüde karşılayabilen mükemmel performansa sahip kanıtlanmış bir teknolojidir.

Otomatik Kılavuzlu Araçların (AGV’ler) kullanıldığı depolama ve sipariş toplama sistemleri

Otomatik yönlendirmeli araç (AGV) sistemi, herhangi bir zamanda yeni veya mevcut binalara hızlı bir şekilde entegre edilebilir. Sadece üç metre tavan yüksekliğinde bile uygulanabilir. Bu, sistemin arazi geri dönüşümü kapsamında kentsel ve kırsal yerleşimlerdeki binalara kurulumunun yapılmasını sağlar. Daha yüksek binalarda, bu maldan kişiye çözümün altyapısı, depolama platformları ve yük asansörleri kullanılarak üst üste defalarca uygulanabilir. Bu bağlamda, depolama seviyeleri çok esnek ve aynı zamanda tamamen farklı olarak tasarlanabilir. Mal taşıyıcılarının kullanımı ve eşyaların depolanması söz konusu olduğunda, bir AGV sistemi oldukça esnektir. Performans ve envanter söz konusu olduğunda ölçeklendirmesi iyi düzeydedir. Operatörler böylece daha yüksek talebe hızlı bir şekilde yanıt verebilir. Yoğun zamanlardaki gereksinimleri karşılamak için iyi bir donanıma sahiptir. AGV sistemleri yoğun dönemlerde aksama yapmazlar. Yüksek sipariş hacimleri ve aktif, geniş ürün yelpazesi daha iyi performans göstermelerini sağlar. İadeler sistem için asla sorun oluşturmaz; hatta artan sayıda elemanın kaotik şekilde sisteme katılması sistemi daha güçlü hale getirir. 

 

Avantajlar:

  • 3 metreye kadar alçak tavanlı binalara kurulabilir, kentsel yerlerdeki mevcut binalar için idealdir
  • Depolama seviyeleri ve mal taşıyıcıları çeşitli şekillerde tasarlanabilir, iadeler ve çok küçük miktarlar için idealdir
  • Mevcut sistemler kolayca ve esneklikle uyarlanabilir.

Dezavantajları:

  • Kurulum için daha fazla taban yüzölçümü gerektirir. 
  • Çok katlı tesisler için depolama platformları ve yük asansörleri gereklidir.
  • Otomatik yönlendirmeli araçların bulunduğu altyapı, mevcut ve yeni yapılmakta olan binalara hızlı bir şekilde kurulabilir. Çalışma seviyeleri ve sistemin tümü, yeni çözümler tasarlanırken ya da mevcut düzende önemli ölçüde esneklik sağlar. Bu nedenle, sistemde herhangi bir zamanda genişletme yapılabilir.

Gelecek için lojistik

E-ticaret büyümeye devam ediyor. Lojistik süreçler daha karmaşık hale geliyor; çünkü imalat sırasındaki işler artıyor ve farklı kanallara aynı anda hizmet verilmesi gerekiyor. Geri dönüşleri mümkün olduğunca azaltmak ve işlerin akıllı çözümlerle tamamlanması, operasyonlarda artan güçlüklere işaret ediyor. Aynı zamanda, demografik değişim yeni çalışanlar bulmayı giderek zorlaştırıyor.

Avantajı kaybetmemek ve iş geliştirmede e-ticaret patlamasından yararlanmak için, malzemeden kişiye otomatikleştirilmiş çözümden başka bir yol gözükmüyor.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Genel

Siemens Türkiye Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nın üretim kapasitesi %60 arttı

Published

on

Siemens Türkiye Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası

Gelecek için bugünü dönüştüren Siemens Türkiye önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. Şirket, 2 yıl süren çalışmaların ardından Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nın üretim kapasitesini %60 oranında artırarak büyük bir başarıya imza attı.

Siemens Türkiye, 167 yıllık tecrübesiyle yenilikçi, verimli, enerji tasarruflu çözümler sunmaya ve gelecek için bugünün dönüşümüne hız kazandırmaya devam ediyor. Siemens Türkiye, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan 150 bin metrekarelik alana sahip Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nda 2 yılı aşkın süredir sürdürdüğü çalışmalar sonucunda süreç iyileştirmeleri ve layout tasarım değişimi ile herhangi bir ek metrekareye ihtiyaç duymadan üretim kapasitesini %60 oranında yukarı taşıyarak büyük bir başarıya imza attı. Proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nda lojistik faaliyetleri %70 oranında azalırken, depo kapasitesi %32 oranında genişletildi ve %30 verimlilik artışı sağlandı.

“Bu yatırım ve ek istihdam 167 yıldır bu topraklarda teknoloji üreten Siemens’in Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesi”

Projenin tamamlanmasının ardından düzenlenen açılış töreni, Siemens AG Akıllı Altyapılar Grubu Elektrifikasyon ve Otomasyon CEO’su Stephan May, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CFO’su Thomas Kolbinger’in katılımı ile gerçekleştirildi. Törende konuşan Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrika Genel Müdürü Veli Turgut projeyi 2 yıllık bir çalışma sonucunda fabrikada üretimi durdurmadan hayata geçirdiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikamızda süreç iyileştirmeleri, layout tasarımı ile herhangi bir metrekare artışı yapmadan %60 kapasite artırımı sağlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. %60 kapasite artırımı fabrikamızda ek istihdam da sağladı. Bu yatırım ve ek istihdam 167 yıldır bu topraklarda teknoloji üreten Siemens’in Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesidir. Projeyi devreye aldığımız süreç boyunca çalışma arkadaşlarımızın titiz çalışmaları sonucunda hiçbir iş kazası yaşanmadı ayrıca üretimi de hiç durdurmadık. Bu da ne kadar doğru süreçlerle ilerlediğimizi ortaya koyuyor.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da fabrikamızda üreteceğimiz teknolojilerle ve yeni yatırımlarımızla ülkemizin sürdürülebilir büyümesine, istihdamına ve kalkınmasına katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Fabrikamızın sürdürülebilirlik hedefleri arasında 2030 yılına kadar kullandığımız enerjiyi %10 azaltma da yer alıyor. Ayrıca ihtiyaç duyduğumuz enerjinin %10’unu ise kampüsümüz içerisinde yer alan güneş panellerinden sağlıyoruz. Tüm bu çalışmalarla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz.”

Continue Reading

Genel

Bonfiglioli ortaklığından doğan çözüm, malzeme taşıma operasyonlarında devrim yaratıyor

Published

on

Bastian Solutions Bonfiglioli 1

Günümüzün sürekli gelişen endüstriyel ortamında malzeme taşıma süreçlerini optimize etmek, verimlilik kazanımları arayan işletmeler için çok önemli bir hale geliyor. Tesis içi malzeme taşıma verimliliğini artırma zorluğuyla karşı karşıya olan şirketler, otonom yönlendirmeli forklift geliştirmeye başlıyor. Redüktör üretiminin önde gelen markası Bonfiglioli ile akıllı malzeme taşıma sistemleri tedarikçisi Bastian Solutions, bu zorluğun üstesinden gelmek için başarılı bir ortaklığa imza atıyor.

İş gücü açığının otonomiyle çözülmesi

Malzeme taşıma operasyonlarını önemli ölçüde etkileyen forklift operatörü eksikliği, üreticiler için ortak bir engel oluşturuyor. Verimliliği artırmak için şirketlerin iş gücü eksikliklerini çözmelerine yardımcı olacak bir otonom yönlendirmeli forklift çözümü sunmak üzere yola çıkan Bastian Solutions, malzeme taşıma faaliyetlerini esnek bir şekilde destekleyebilen ve aynı zamanda karlılığı artıran otonom bir araç tasarlamayı amaçlıyor. Güçlü ve güvenilir bir sürücüsüz forklift oluşturmak için tahrik sistemi konusunda güvenilir bir tedarikçi bulması çok önemli olan Bastian Solutions, bu zorluğun üstesinden Bonfiglioli ile geliyor. Bonfiglioli, Bastian Solutions için 1. sınıf malzeme taşıma araçları için entegre yüksek performanslı elektrik motorları ve düşük bakım gerektiren frenleme sistemlerine sahip yüksek verimli, düşük gürültülü planet akslar ve tahrikler tedarik ediyor. Tipik uygulamalar, 3 ve 4 tekerlekli denge ağırlıklı forkliftler ve yer destek ekipmanlarını içeriyor.

Malzeme taşıma operasyonlarında devrim

Bonfiglioli ve Bastian Solutions arasındaki iş birliği, yenilikçi bir otonom yönlendirmeli forklift çözümünün geliştirilmesiyle sonuçlanıyor. Bonfiglioli’nin çok yönlü redüktörlerini kullanan ve sektör uzmanlığından yararlanan bu başarılı ortaklık, malzeme taşıma operasyonlarında devrim yaratıyor. İş gücü zorluklarının üstesinden gelerek operasyonel verimliliği artıran otonom forklift, işletmelere umut verici bir gelecek sunuyor. Bu gelişmeler sayesinde şirketler iş gücü bağımlılıklarını azaltıyor, üretkenliği artırıyor.

Elektrikli güç aktarma sistemlerini fabrikada tamamen test eden Bonfiglioli, düşük enerji tüketimini garanti ederek; daha uzun batarya çalışma süreleri, daha uzun bakım aralıkları ve daha düşük sahip olma maliyeti sunuyor.

Bu dönüşüm malzeme taşıma alanını yeniden şekillendiriyor. Bonfiglioli‘nin güvenilir redüktör çözümleri sunma konusundaki sarsılmaz kararlılığı, redüktör endüstrisindeki lider konumunu sağlamlaştırıyor, malzeme taşıma teknolojisinde ilerleme sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Aerosint SA’yı satın alan Schaeffler, katmanlı üretim teknolojilerindeki konumunu güçlendiriyor

Published

on

Aerosint SA Schaeffler 1

Küresel hareket teknolojisi lideri Schaeffler, yenilikçi 3D baskı sistemlerinin önde gelen ABD’li üreticisi Desktop Metal’den Belçikalı startup Aerosint SA’yı satın alarak katmanlı üretim teknolojilerindeki bilgi birikimini güçlendiriyor. Adı “Schaeffler Aerosint SA” olarak değiştirilecek olan girişimin, Schaeffler Special Machinery için ek bir konum olarak Schaeffler Grubu’na entegre edilmesi planlanıyor. Karmaşık geometrilere sahip bileşenlerin üretilmesi söz konusu olduğunda geleneksel üretim süreçlerinden daha basit olan ve endüstri 4.0’ın önemli bir destekçisi olan katmanlı üretim; aynı zamanda daha az malzeme tüketimi, üretimde daha fazla enerji verimliliği ve daha çevre dostu malzeme seçenekleri gibi bir dizi sürdürülebilirlik avantajları da sunuyor.

Satın almayla ilgili konuşan Schaeffler AG Operasyon Direktörü Andreas Schick, “Schaeffler Aerosint SA, eşzamanlı metalik çoklu malzeme baskısı için ilk endüstriyel çözümü sunuyor. Bu uzmanlık, yüksek düzeyde sanayileşme yetkinliğimiz ve yenilikçi üretim teknolojilerindeki onlarca yıllık bilgi birikimimizle birleştiğinde, bize belirleyici bir pazar avantajı sağlayacaktır. Bu satın alma, endüstri 4.0 alanında metal bazlı katmanlı üretim süreçlerinin endüstriyel kullanımında önemli bir kilometre taşıdır” açıklamasında bulunuyor.

Aerosint SA Schaeffler 2

Yeni malzeme kombinasyonları için yenilikçi toz kaplama teknolojisi Toz Bazlı Lazer Füzyon (L-PBF); aletler, prototipler veya küçük seri üretim çalışmaları gibi uygulamalar için bileşen üretmenin daha yenilikçi, verimli ve sürdürülebilir bir yolunu oluşturuyor. Aerosint’in patentli Seçici Toz Biriktirme (SPD) teknolojisi, birden fazla bitişik malzeme birikintisinden oluşan homojen katmanlar oluşturmayı mümkün kılıyor. Biriktirme seçici olduğundan, doğru malzemelerin gerekli miktarları gerekli yerlerde biriktiriliyor. Çoklu malzeme tozları ayrı tutuluyor ve ‘yeniden kaplayıcılar’ olarak bilinen araçlar tarafından biriktiriliyor. Bunlar normal ofis yazıcılarındaki taşıyıcılar gibi çalışıyor ve 300 μm’ye kadar yanal toz piksel çözünürlüklerinde 3D bileşenleri yazdırıyor. Halihazırda piyasada bulunan bu SPD teknolojisi, lazer toz yatağı füzyonu ve bağlayıcı püskürtme gibi eklemeli üretim süreçlerinin yanı sıra, dolaylı süreçlerle de kullanılabiliyor. Schaeffler Special Machinery, bu teknolojiyi 2024 yılından itibaren kullanıma sunulacak olan çok malzemeli 3D baskı sistemine dahil etmeyi planlıyor. Schaeffler Special Machinery Kıdemli Başkan Yardımcısı Bernd Wollenick, “Schaeffler Special Machinery geleceğin bu önemli teknolojisini entegre ederek, üretim mükemmelliği için bir ortak olarak, müşterilerine özellikle imalat ve tıbbi teknoloji sektörleri için daha çeşitli bir sistem portföyü sunabilecek” diyor.

Aerosint teknolojisinin lazer sistemleriyle daha yakın bir yol haritasına sahip olduğunu ve Schaeffler’in teknolojiden hemen yararlanabileceğini söyleyen Desktop Metal CEO’su Ric Fulop, “Schaeffler ile SPD teknolojisini lazer tabanlı sistemlerle ticarileştirmek için yüksek düzeyde teknoloji uzmanlığına ve net bir yol haritasına sahip uluslararası bir ortağımız var. Gelecekte bu teknolojinin Desktop Metal bağlayıcı püskürtme sistemlerinde kullanılmasına yönelik çeşitli olasılıklar üzerinde iş birliği yapmaya devam edeceğiz” diye konuşuyor. Ayrıca Schaeffler ve Desktop Metal, aletsiz üretim teknolojileri alanı da dahil olmak üzere çok malzemeli çözümlerde iş birliklerine devam ediyor.

Continue Reading

Trendler

KONVEYÖR DERGİSİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et