Connect with us

Genel

Dahili lojistik: Esnek, alandan tasarruflu ve kaynak etkin

Published

on

Bir şirket içindeki dahili lojistik, birçok üretim şirketinde henüz uygun biçimde ele alınmamıştır. Üretimde her yerde hareket vardır. Makineler çalışır, forklift sürücüleri koridorda ilerler ve işler çalışanlar tarafından genellikle manuel olarak yapılır. Üretim içinde verimli bir malzeme akışı, işletmeci için zamandan ve paradan tasarruf sağlamada önemli bir faktördür. Küresel büyüme ile müşteri ve tedarikçilerin artan taleplerinin bir sonucu olarak, üretimdeki zorluklar da önemli ölçüde artmış olabilir:

  • Ek siparişler için üretim kapasitenizin genişletilmesi,
  • Modern üretim süreçleri için yeni makinelerin ve teknik ekipmanların kullanımı,
  • Tekil müşteri gereksinimleri nedeniyle üretimde ortaya çıkan zorluklar,
  • Daha fazla çeşitte ürün için gereken depolama kapasitesinin oluşturulması.

Çoğu durumda, büyüme kontrolsüz bir şekilde gerçekleşir ve dahili lojistik, üretim alanında değişen yapılara hemen adapte olmaz. Üretim süresinin büyük bir kısmı, dahili lojistik bünyesindeki hedeflerden etkilenir.

Aşağıdaki çözümler, dahili lojistiği optimize etmede yardımcı olabilir:

  • Kompakt depolama konseptleri
  • Kişiye özel taşıma sistemleri
  • Kaynak verimliliği; yerden tasarruf
  • Genişletilebilirlik

Firmaya özel çözümlerle dahili lojistik iyileştirebilir ve değerli kaynaklar korunabilir. Montratec ve benzeri firmaların çözümleri gibi akıllı ve verimli dahili lojistik çözüm sistemleri, operasyondaki malzeme akışını ve üretim süresini önemli ölçüde optimize edebilir.

Kompakt depo konseptleri

Dahili lojistik, çoğu durumda teslim edilen ham maddelerin ve başlangıç ​​malzemelerinin tasnif edilmeksizin istiflendiği depoda başlar. Üretimde zaman kaybını önlemek için malzeme deposuna genellikle özen gösterilmez. Birçok durumda da aşağıdaki sorunlar ortaya çıkar:

  • Acele siparişlerden kaynaklanan yüksek stok seviyeleri (gereksiz sermaye bağlanması).
  • Malların depoda aranmasıyla zaman kaybedilmesi.
  • Depo ve üretim tesisleri arasındaki uzun mesafeler.
  • Teknik çözümler olmaksızın stokun elle aktarılması.
  • Depoda yer azlığı.
  • Depoda otomasyonun derecesinin düşük olması.

Üzerinde iyi düşünülmüş dahili lojistik planlaması, tekil süreçleri otomatikleştirmeye ve depoda elle yapılan işlerde harcanan eforu en aza indirmeye yardımcı olabilir.

İntralojistik 4.0 alanındaki modern sistemler, size depo yönetiminde devrim yaratan çözümler sunar. Örneğin, ‘akıllı lojistik’ alanında şu sistemler kullanılabilir:

  • Küresel Konumlama Sistemi
  • RFID çip teknolojisi
  • Nesnelerin İnterneti’nden (IoT) Telematik İnternet çözümleri
  • Bulut tabanlı bilgisayar yapıları

Bu teknolojiler ile depodaki tüm stokları hassas bir şekilde tespit etmek ve bunlarla internet üzerinden mantıklı bir ağ oluşturmak mümkündür. Bunun ardından, depo hareketleri otomatik olarak başlatılabilir ve kontrol edilebilir. Örneğin, üretim tesisleri malzemeye ihtiyaç duyulduğunda bildirim gönderebilir ve akıllı depo, yeni malzemenin sipariş edilmesi gereken zamanı tespit edebilir. Otomatik taşıma çözümleri örneğin, gerekli malzemeyi doğrudan depodan üretim tesislerine taşımak için bir monoray sistemi kullanabilir.

Kişiye özel taşıma sistemleri

Üretim içindeki kısa mesafeler ve optimize edilmiş bir depo, gelecekteki nakliye çözümlerinin karşılaması gereken zorluklardır. Hızlı ve esnek üretim için müşteri gereksinimleri giderek arttığından; üretici, karmaşık müşteri siparişlerini tam zamanında yerine getirmek için mevcut tüm kaynakları kullanmalıdır. Genellikle üretimde akıllı sistemler gerektiren yalnızca küçük parti boyutları veya özel tasarımlar vardır. Bu koşullar nedeniyle, özelleştirilmiş taşıma sistemleri, firmanın işlemlerinin otomatikleştirilmesine yardımcı olarak zamandan ve paradan tasarruf edilmesini sağlayarak, üretim hattını genel olarak optimize eder.

Verimli üretim için fabrikadaki makinelerin ve teknik ekipmanların durma veya rölanti nedeniyle zaman kaybetmemesi çok önemlidir. Bu nedenle, özelleştirilmiş taşıma sistemleri dahili lojistiğinizin ayrılmaz bir parçasıdır. Mevcut sistemlerle, ihtiyaçlara tam olarak uyarlanmış akıllı ulaşım çözümleri bulmak genellikle zordur. Bu sistemler şunları sağlamalıdır:

  • Esneklik
  • Eksiksiz bütünleşme
  • Kurulum kolaylığı
  • Yerden tasarruf
  • Uyumluluk
  • Verimliliğin artması

Böylece dahili lojistik kapsamlı avantajlara sahip olur.  4.0 segmentinden modern teknolojinin kullanımı, başarılı üretim şirketleri için belirleyici bir rekabet avantajı sağlar.

Kaynak verimliliği ile yerden tasarruf

Birçok üretim tesisinde, alan genellikle çok değerlidir. Her zaman; ürün döngülerinin kısalması, yeni pazar gereksinimleri, tekil ürün partisi boyutları ve özel tasarımlar, çıktı sürelerinin hızlanması gibi yeni talepler söz konusudur.

Tüm bunlar, ek makine ve teknik ekipman yatırımları gerektirir. Sonuç olarak birçok imalat firması, ek alanların gerekmesi nedeniyle alan olarak büyük üretim tesislerini tercih eder. Burada, iç lojistik çoğu zaman bir kenara düşer. Bu büyük bir hatadır; çünkü üretim süresinin büyük bir kısmı dahili lojistik içindeki işlemlerle bağlantılıdır.

Üretim sahasını optimize etmek için yerden tasarruf sihirli kelimedir. Tesisin üretim alanı sınırlıdır.

Dahili lojistik bağlamında nakliye çözümleri için üretim sahasında tavanı kullanmayı hiç düşündünüz mü?

Montratec’in Shuttle Sistemi gibi akıllı sistemler tavana rahatlıkla monte edilebilir. Bu lojistik iş adımlarını gerçekleştirmek için ek seçenekler sunar. Akıllı sistem, modüler bir tasarımda firmanın tam gereksinimlerine kolayca uyarlanabilen bir monoray üzerine kuruludur. Virajlarda ve yükseklik değişimlerinde sorunsuz biçimde bağımsız hareket eden mekiklerin sayısı bile istenildiği gibi değiştirilebilir.

Genişletilebilirlik

Endüstri 4.0’a göre modern üretim süreçleri, dahili lojistikte de esnek çözümler gerektirir. Bu nedenle, mevcut bir sistem yeni zorluklarla başa çıkmalı ve değişen işlemlere kolayca adapte edilmelidir. Bu bağlamda, dahili lojistikte genişletilebilir bir sistem, tek seferlik kalıcı olarak kurulan bir sisteme göre önemli avantajlara sahiptir. Modüler prensibe göre kalıcı olarak değiştirilebilen ve genişletilebilen modüler bir sistem, uygun bir çözümdür. Burada ilerlemeye açık olan yol, üretimdeki tüm sistemlerle Nesnelerin İnterneti (IoT) aracılığıyla iletişim kurabilen teknik olarak yüksek kaliteli bir taşıma çözümüdür.

Montaj otomasyonunda zorlu nakliye görevlerinin genellikle en dar alanlarda yerine getirilmesi gerekir. Üretim süreçleri sürekli olarak yeniden bağlantılı olduğundan, iç lojistiğinizin de buna göre genişletilmesi zorunludur. Aynı zamanda, üretimde herhangi bir duraklama veya boş zaman olmaması için eski nakliye yollarının kaldırılması hızlı ve basit olmalıdır. Montratec’in intralojistiği gibi monoray temelli modern bir taşıma sistemi, ayrı modüler parçalardan oluşur. Esnek bir yönlendirmede aşağıdakine benzer öğeler önemlidir:

  • Kıvrımlar,
  • Anahtarlar,
  • Geçişler,

Asansörler üretim sahasında size tüm seçenekleri sağlar.

Çözüm

Geleceğin fabrikasında modern bir üretim süreci, zamanda esnek, yerden tasarruf sağlayan ve kaynakları verimli kullanan dahili bir lojistik planlamasını gerektirir. Bu amaçla, kompakt depolama konseptleri ve özelleştirilmiş taşıma sistemleri, mevcut tesislerin kaynak verimliliği ve genişletilebilirliği kadar önemlidir. Modern konseptler yerden tasarruf sağlayabilir, ürün ve ticari mal üretiminde üretim hatlarını daha uygun hale getirebilir. Montratec, geleceğin iç lojistiği için size en uygun çözümleri sunar.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Genel

Siemens Türkiye Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nın üretim kapasitesi %60 arttı

Published

on

Siemens Türkiye Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası

Gelecek için bugünü dönüştüren Siemens Türkiye önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. Şirket, 2 yıl süren çalışmaların ardından Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nın üretim kapasitesini %60 oranında artırarak büyük bir başarıya imza attı.

Siemens Türkiye, 167 yıllık tecrübesiyle yenilikçi, verimli, enerji tasarruflu çözümler sunmaya ve gelecek için bugünün dönüşümüne hız kazandırmaya devam ediyor. Siemens Türkiye, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan 150 bin metrekarelik alana sahip Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nda 2 yılı aşkın süredir sürdürdüğü çalışmalar sonucunda süreç iyileştirmeleri ve layout tasarım değişimi ile herhangi bir ek metrekareye ihtiyaç duymadan üretim kapasitesini %60 oranında yukarı taşıyarak büyük bir başarıya imza attı. Proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikası’nda lojistik faaliyetleri %70 oranında azalırken, depo kapasitesi %32 oranında genişletildi ve %30 verimlilik artışı sağlandı.

“Bu yatırım ve ek istihdam 167 yıldır bu topraklarda teknoloji üreten Siemens’in Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesi”

Projenin tamamlanmasının ardından düzenlenen açılış töreni, Siemens AG Akıllı Altyapılar Grubu Elektrifikasyon ve Otomasyon CEO’su Stephan May, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CFO’su Thomas Kolbinger’in katılımı ile gerçekleştirildi. Törende konuşan Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrika Genel Müdürü Veli Turgut projeyi 2 yıllık bir çalışma sonucunda fabrikada üretimi durdurmadan hayata geçirdiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Siemens Gebze Elektrifikasyon ve Otomasyon Fabrikamızda süreç iyileştirmeleri, layout tasarımı ile herhangi bir metrekare artışı yapmadan %60 kapasite artırımı sağlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. %60 kapasite artırımı fabrikamızda ek istihdam da sağladı. Bu yatırım ve ek istihdam 167 yıldır bu topraklarda teknoloji üreten Siemens’in Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesidir. Projeyi devreye aldığımız süreç boyunca çalışma arkadaşlarımızın titiz çalışmaları sonucunda hiçbir iş kazası yaşanmadı ayrıca üretimi de hiç durdurmadık. Bu da ne kadar doğru süreçlerle ilerlediğimizi ortaya koyuyor.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da fabrikamızda üreteceğimiz teknolojilerle ve yeni yatırımlarımızla ülkemizin sürdürülebilir büyümesine, istihdamına ve kalkınmasına katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Fabrikamızın sürdürülebilirlik hedefleri arasında 2030 yılına kadar kullandığımız enerjiyi %10 azaltma da yer alıyor. Ayrıca ihtiyaç duyduğumuz enerjinin %10’unu ise kampüsümüz içerisinde yer alan güneş panellerinden sağlıyoruz. Tüm bu çalışmalarla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz.”

Continue Reading

Genel

Bonfiglioli ortaklığından doğan çözüm, malzeme taşıma operasyonlarında devrim yaratıyor

Published

on

Bastian Solutions Bonfiglioli 1

Günümüzün sürekli gelişen endüstriyel ortamında malzeme taşıma süreçlerini optimize etmek, verimlilik kazanımları arayan işletmeler için çok önemli bir hale geliyor. Tesis içi malzeme taşıma verimliliğini artırma zorluğuyla karşı karşıya olan şirketler, otonom yönlendirmeli forklift geliştirmeye başlıyor. Redüktör üretiminin önde gelen markası Bonfiglioli ile akıllı malzeme taşıma sistemleri tedarikçisi Bastian Solutions, bu zorluğun üstesinden gelmek için başarılı bir ortaklığa imza atıyor.

İş gücü açığının otonomiyle çözülmesi

Malzeme taşıma operasyonlarını önemli ölçüde etkileyen forklift operatörü eksikliği, üreticiler için ortak bir engel oluşturuyor. Verimliliği artırmak için şirketlerin iş gücü eksikliklerini çözmelerine yardımcı olacak bir otonom yönlendirmeli forklift çözümü sunmak üzere yola çıkan Bastian Solutions, malzeme taşıma faaliyetlerini esnek bir şekilde destekleyebilen ve aynı zamanda karlılığı artıran otonom bir araç tasarlamayı amaçlıyor. Güçlü ve güvenilir bir sürücüsüz forklift oluşturmak için tahrik sistemi konusunda güvenilir bir tedarikçi bulması çok önemli olan Bastian Solutions, bu zorluğun üstesinden Bonfiglioli ile geliyor. Bonfiglioli, Bastian Solutions için 1. sınıf malzeme taşıma araçları için entegre yüksek performanslı elektrik motorları ve düşük bakım gerektiren frenleme sistemlerine sahip yüksek verimli, düşük gürültülü planet akslar ve tahrikler tedarik ediyor. Tipik uygulamalar, 3 ve 4 tekerlekli denge ağırlıklı forkliftler ve yer destek ekipmanlarını içeriyor.

Malzeme taşıma operasyonlarında devrim

Bonfiglioli ve Bastian Solutions arasındaki iş birliği, yenilikçi bir otonom yönlendirmeli forklift çözümünün geliştirilmesiyle sonuçlanıyor. Bonfiglioli’nin çok yönlü redüktörlerini kullanan ve sektör uzmanlığından yararlanan bu başarılı ortaklık, malzeme taşıma operasyonlarında devrim yaratıyor. İş gücü zorluklarının üstesinden gelerek operasyonel verimliliği artıran otonom forklift, işletmelere umut verici bir gelecek sunuyor. Bu gelişmeler sayesinde şirketler iş gücü bağımlılıklarını azaltıyor, üretkenliği artırıyor.

Elektrikli güç aktarma sistemlerini fabrikada tamamen test eden Bonfiglioli, düşük enerji tüketimini garanti ederek; daha uzun batarya çalışma süreleri, daha uzun bakım aralıkları ve daha düşük sahip olma maliyeti sunuyor.

Bu dönüşüm malzeme taşıma alanını yeniden şekillendiriyor. Bonfiglioli‘nin güvenilir redüktör çözümleri sunma konusundaki sarsılmaz kararlılığı, redüktör endüstrisindeki lider konumunu sağlamlaştırıyor, malzeme taşıma teknolojisinde ilerleme sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Aerosint SA’yı satın alan Schaeffler, katmanlı üretim teknolojilerindeki konumunu güçlendiriyor

Published

on

Aerosint SA Schaeffler 1

Küresel hareket teknolojisi lideri Schaeffler, yenilikçi 3D baskı sistemlerinin önde gelen ABD’li üreticisi Desktop Metal’den Belçikalı startup Aerosint SA’yı satın alarak katmanlı üretim teknolojilerindeki bilgi birikimini güçlendiriyor. Adı “Schaeffler Aerosint SA” olarak değiştirilecek olan girişimin, Schaeffler Special Machinery için ek bir konum olarak Schaeffler Grubu’na entegre edilmesi planlanıyor. Karmaşık geometrilere sahip bileşenlerin üretilmesi söz konusu olduğunda geleneksel üretim süreçlerinden daha basit olan ve endüstri 4.0’ın önemli bir destekçisi olan katmanlı üretim; aynı zamanda daha az malzeme tüketimi, üretimde daha fazla enerji verimliliği ve daha çevre dostu malzeme seçenekleri gibi bir dizi sürdürülebilirlik avantajları da sunuyor.

Satın almayla ilgili konuşan Schaeffler AG Operasyon Direktörü Andreas Schick, “Schaeffler Aerosint SA, eşzamanlı metalik çoklu malzeme baskısı için ilk endüstriyel çözümü sunuyor. Bu uzmanlık, yüksek düzeyde sanayileşme yetkinliğimiz ve yenilikçi üretim teknolojilerindeki onlarca yıllık bilgi birikimimizle birleştiğinde, bize belirleyici bir pazar avantajı sağlayacaktır. Bu satın alma, endüstri 4.0 alanında metal bazlı katmanlı üretim süreçlerinin endüstriyel kullanımında önemli bir kilometre taşıdır” açıklamasında bulunuyor.

Aerosint SA Schaeffler 2

Yeni malzeme kombinasyonları için yenilikçi toz kaplama teknolojisi Toz Bazlı Lazer Füzyon (L-PBF); aletler, prototipler veya küçük seri üretim çalışmaları gibi uygulamalar için bileşen üretmenin daha yenilikçi, verimli ve sürdürülebilir bir yolunu oluşturuyor. Aerosint’in patentli Seçici Toz Biriktirme (SPD) teknolojisi, birden fazla bitişik malzeme birikintisinden oluşan homojen katmanlar oluşturmayı mümkün kılıyor. Biriktirme seçici olduğundan, doğru malzemelerin gerekli miktarları gerekli yerlerde biriktiriliyor. Çoklu malzeme tozları ayrı tutuluyor ve ‘yeniden kaplayıcılar’ olarak bilinen araçlar tarafından biriktiriliyor. Bunlar normal ofis yazıcılarındaki taşıyıcılar gibi çalışıyor ve 300 μm’ye kadar yanal toz piksel çözünürlüklerinde 3D bileşenleri yazdırıyor. Halihazırda piyasada bulunan bu SPD teknolojisi, lazer toz yatağı füzyonu ve bağlayıcı püskürtme gibi eklemeli üretim süreçlerinin yanı sıra, dolaylı süreçlerle de kullanılabiliyor. Schaeffler Special Machinery, bu teknolojiyi 2024 yılından itibaren kullanıma sunulacak olan çok malzemeli 3D baskı sistemine dahil etmeyi planlıyor. Schaeffler Special Machinery Kıdemli Başkan Yardımcısı Bernd Wollenick, “Schaeffler Special Machinery geleceğin bu önemli teknolojisini entegre ederek, üretim mükemmelliği için bir ortak olarak, müşterilerine özellikle imalat ve tıbbi teknoloji sektörleri için daha çeşitli bir sistem portföyü sunabilecek” diyor.

Aerosint teknolojisinin lazer sistemleriyle daha yakın bir yol haritasına sahip olduğunu ve Schaeffler’in teknolojiden hemen yararlanabileceğini söyleyen Desktop Metal CEO’su Ric Fulop, “Schaeffler ile SPD teknolojisini lazer tabanlı sistemlerle ticarileştirmek için yüksek düzeyde teknoloji uzmanlığına ve net bir yol haritasına sahip uluslararası bir ortağımız var. Gelecekte bu teknolojinin Desktop Metal bağlayıcı püskürtme sistemlerinde kullanılmasına yönelik çeşitli olasılıklar üzerinde iş birliği yapmaya devam edeceğiz” diye konuşuyor. Ayrıca Schaeffler ve Desktop Metal, aletsiz üretim teknolojileri alanı da dahil olmak üzere çok malzemeli çözümlerde iş birliklerine devam ediyor.

Continue Reading

Konular

Trendler

KONVEYÖR DERGİSİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et